Sunday, July 18, 2010

Grace Anatomy

fotoğraf: İKSV / Ilgın Eraslan Yanmaz

cinsiyetsiz, benzersiz, zamansız. ama asla mekansız değil! grace jones'un ilk istanbul konseri muazzam bir gösteriydi. 62 yaşındaki bu tanımsız kadın, gerçekten inanılması ve anlatması güç bir konser verdi. müzikal olarak çok mu sıradışıydı? hayır. kimi zaman fazlasıyla demodeydi hatta. çok mu müthiş bir vokali vardı? ona da hayır. ancak grace jones'un varlığı, enerjisi, sahne kişiliği müziğe, modaya ama daha çok pop kültüre aşık insanlar için görülmesi gereken şeylerdi.


mekansız değil dedik. grace jones jamaika'ya da götürdü cemil topuzlu sakinlerini, aslan yeleleri giyinip afrika'ya da uçurdu. paris'te bir sokakta bulduk kendimizi bir ara, "la vie en rose"la, 80lerin new york glam scene'ine de gittik. en son "slave to the rhythm"da bir londra diskosundaydık. her şarkısında farklı bir kostum, farklı bir performans ve kurgu vardı şovunda. pop deyip geçenleri mutlaka cok şaşırtmıştır jones. ama onun 80lerden, popun sanat olduğu günlerden geldiğini bilenler için sürpriz olmamalı bu performans.

en ilginci de, grace jones'un soğuk imajına karşın şarkı aralarında seyirciyle çok yakın ve sıcak diyalog kurmasıydı. ha, o gece orada olanlar arasında gerçekten grace jones hayranı olduğunu belli eden, çoğunluğunun gay olduğunu tahmin ettiğim bir topluluk da vardı. muhteşemdiler. onlar o kadar formda olmasa grace de bu kadar "evinde" hissetmeyebilirdi kendisini. o kitle önce grace'i, sonra da tüm açıkhavayı uyandırdı. cemil topuzlu'da bugüne kadar gördüğüm en iyi kitlelerden birisiydi bu.

ha, o geceye dair çok bir şey anlatamadığımı da biliyorum. orada olmak, tanık olmak lazımdı. benim yaptığım sadece not düşmek olsun.

1 comment:

  1. Kendisini dinlemek gerektiğine inanmaktayım bende.
    I Love You To Life ile tanımıştım ben.

    Teşekkürler aktarı için.

    ReplyDelete