eskiden caz festivali'ne rock'çıların veya alternatif müzik dinleyenlerin gelmesi tuhaf karşılanırdı. ilginç olan, buna tepki verenler arasında sadece cazcıların değil, "pj harvey neden caz festivaline geliyor?" diye kendi kendine dert edinmiş rock'çı (ve pj harvey'yi seven) arkadaşlarımın da olmasıydı.
...
sanırım artık böyle çatlak sesler daha az çıkıyor ya da ben daha az muhafazakar insanlarla müzik muhabbeti yapıyorum! ama bir yandan da son yıllarda doğrudan cazcı olmayan en fazla isme yer verilen festival bu olmuş gibime geliyor. ya da caz müziğe mesafesi belli bir adam olarak bana öyle geldi. o yüzden programdan gayet memnunum.
...
...
bu geceki martha wainwright konseri şüphesiz ki çok enteresan olacak. edith piaf şarkılarını söylemesi frankofon camiayı çekecek, martha'nın varlığı indie'cileri. bir nevi ecnebilerin "best of both worlds" dediği hadise gerçekleşecek. wainwright'lar bana hiçbir zaman yeterince çekici gelmediğinden midir bilmiyorum, bugünkü konseri uruguay-hollanda maçına feda etmekte beis görmedim. ama maçla çakışmasa kesinlikle sepetçiler kasrı'nda olurdum.
imogen heap'in cumartesi konseri de dünya kupası'nın üçüncülük maçına mı kurban gidecek? iç çatışmalarım hala sürüyor. ama kişiselliği bir kenara bırakırsak istanbul modern'deki konserin bu festivalin highlight'larından birisi olacağı kesin. hiç değilse "garden state"in ve "let go"nun büyüsüne kapılmış yüzlerce insan olacaktır orada. yeri gelmişken seneye "yeni ozanlar" bölümünde joanna newsom görmek istediğimizi iletelim yetkililere!
...
festivalin iki büyük "pop" devi ise haftaya: grace jones ve seal. popu tırnak içine aldım, zira grace jones'un disco'sunu, "seal"ın trevor horn katkılı synth-rock'ını gözardı ediyor değiliz. ama ticari başarı olarak "pop" diye ayıralım. 2000'lerin sonunda feci bir geri dönüşle göz yuvalarını zorlamaya devam eden grace jones'un sahnesini kesinlikle merak ediyorum. haftaya cuma (16 temmuz) ritmin kölesi olacağız yani. 19 temmuz pazartesi ise seal var sahnede. o nefis ilk albüme ne kadar dokunur, "soul"dan ne kadar söyler bilinmez, ama yine de sakin ve keyifli olacaktır.
ben the brand new heavies'ten de çok umutluyum. 90'ların başındaki parlamalarında biraz da olsa radarıma yakalanmışlardı, ancak yıllar içinde takip etmeyi de bırakmıştım. istinye park'ın çimlerinde yayılarak konser eğlenceli olacaktır. iki yıl önce raul midon'da öyle olmuştu. the brand new heavies 14 temmuz'da.
chick corea geçti gitti, ama tony bennett ve stanley clarke gibiler de sadece caz tutkunlarını değil, birçok müzikseveri tavlayacaktır mutlaka. laura fygi & ayhan sicimoğlu (14 temmuz) ve buika (20 temmuz) latin sevenleri yakalar. bugüne kadar çok methini duyduğum ama hiç dinlemediğim lisa ekdahl (13 temmuz) ise benim için iyi bir fırsat olacak şüphesiz.
iksv salon'un yolunu tutup has caz dinlemeye gidecek miyim derseniz, onu şimdi ben de bilmiyorum. ama denemeye değer.
No comments:
Post a Comment