
...
bu sefer de durum farklı, ama tesellim hazır. nefis bir dünya kupası, belki de olabilecek en güzel eşleşmeyle nihayete eriyor. ispanya ve hollanda gibi, dünyada bu kupayı kaldırmamış en büyük iki futbol ülkesinin karşılaşmasıyla.
...
öyle güzel bir kupaydı ki bu, her maçının, her anının tadı damağımda. 0-0 biten paraguay-japonya maçının bile! (penaltıların tekrarını izlediğimi, iki saat boyunca gol görmediğimi belirteyim) çünkü böyle eşleşmeleri sadece dünya kupasında izleyebilirsiniz. ağır ağır tırmandı futbol kalitesi, dünyanın dört bir yanındaki güzel çocukların ve kötü adamların futbolu nasıl oynadıklarını, nasıl izlediklerini gördük. sonra sahne gerçekten hak edenlere kaldı, ama her turda birilerine daha yazık oldu. bir bir geçti günler, günde 3 maçlık keyif zirvelerinden, 1 taneye düştük. ta ki en sondaki büyük finale kadar.
...
ve o kadar güzel bir eşleşme ki bu, bir tarafın kaybedeceğine üzülsek de, kazananın hak edeceğini daha howard webb ilk düdüğü çalmadan önce bile biliyoruz. ama benim gönlüm yine de hollanda'yla birlikte. 1998'in fransasından bu yana ilk defa sevdiğim bir takım finale kadar geldiği için olsa gerek, final maçı o kadar hüzünlendirmiyor beni.

...
belki bu gece futbol tanrısının bugüne kadar portakal rengine ettiği bütün ayıpları temizleyeceği gecedir.
No comments:
Post a Comment