Indie'cilerin en sevdiği hardcore grubu, Montreal'li Fucked Up, 22 Kasım'da İstanbul'da sonbahar-kış sezonunun en önemli konserlerinden birisini vermek üzere Babylon'da olacak. Ekibin "The Chemistry of Common Life"ı ve geçen yılki konsept albümü "David Comes to Life"ı çıktıkları yılların en iyi kayıtları listelerime yerleştirmiştim ama konser başka bir şey olacak şüphesiz. Zira Fucked Up delice performanslarıyla tanınan, "patlayıcı" bir grup. Konser öncesinde grubun ön adamı Pink Eyes mahlaslı Damian Abraham'la mail üzerinden bir röportaj yaptım.
Rock müziğin keskinliğinin
git gide azaldığı bir dönemde Fucked Up hala “tehdit edici” bir grup – Adınız
bile ana akım medyada sansürlenmek için yeterli sebep. Rock müziğin bugününü
nasıl görüyorsunuz, çok mu ehlileştirildi?
Damian "Pink Eyes" Abraham: Müzik
adına oldukça ilginç bir dönemde olduğumuzu düşünüyorum. İnternet insanlara
dinledikleri müziklerde daha seçici olma şansı verdi. Artık farklı zevklere
sahip insanların az sayıdaki sıkı ana akım grubun peşine takılmaları
gerekmiyor. Artık insanlar arzularını tatmin etmek için tam istedikleri tip
müziği arayabilirler. Biz de en çılgın düşlerimizde bile bizden haberdar
olabileceğini düşünmediğimiz bir ana akım kitlesine ulaşacak bir platform
bulduğumuz için çok şanslıyız.
İstanbul’a ilk defa
geleceksiniz. Nasıl hissediyorsunuz bu konuda?
Hepimiz
çok heyecanlıyız. Geçen gün The Black Lips’le karşılaştım ve bana Istanbul’da
olmanın ne kadar inanılmaz olduğunu anlattılar. Efsanevi güzellikte bir şehir
ve onu kendi gözlerimle görmek için sabırsızlanıyorum.
“Delice” sahne
performanslarınız sayesinde özel bir üne sahipsiniz. Istanbul’da kendinizi
zaptetmeye çalışacak mısınız? Zira burası çaldığınız pek çok şehre göre daha
muhafazakar bir yer.
Sanırım
konserler delice oluyor ama son derece kontrollü biçimde. Neler olacağını
planlamamaya çalışıyorum ve izleyicinin nasıl reaksiyon gösterdiğine bakıp ona
göre basıp gidiyorum. Aynı zamanda olay sadece benim kalabalığın içinde dolaşıp
insanları işin içine katmaya çalışmamdan ibaret dolayısıyla o kadar da
çığrından çıkmış gelmiyor. Birkaç sebepten dolayı o kan şeyini yapmıyorum
artık, o yüzden eskisi kadar kanlı da geçmiyor. Her zaman heyecan verici bir
gösteri sunmak için uğraşıyorum ama kimsenin de yaralanmasını istemiyorum o
yüzden o kadar ileri gitmiyoruz. Nasıl gidecek göreceğiz.
İstanbul’un elit konser
mekanlarından birinde çalacaksınız. Farklı mekanlarda çalmak performansınızı
etkiliyor mu?
Pek değil.
Her mekana saygıyla yaklaşıyoruz ve iyi sound aldığımız bir mekanı takdir
ediyoruz ama nihayetinde her gece birbirinden tümüyle farklı konserler
verdiğimizi umuyorum. Bunun gerçekleşmesi için elimden geleni yapmak
zorundayım.
“David Comes to Life” cesur, epik bir kayıttı. Yapması yorucu bir iş miydi?
“David Comes to Life” cesur, epik bir kayıttı. Yapması yorucu bir iş miydi?
Ben
müzikte yaptığın her şeyin kendine göre yorucu olması gerektiğine inanırım. Her
albümün son albüm gibi hissettirmesini isterim ve konserlerde de aynı şey
geçerli. İsterim ki eğer grup o gece dağılırsa yapılmış olabilecek her şey
yapılmış olsun. Bence “David Comes to Life” Fucked Up’ın sonu gibi hissettiren
bir albümdü ki, her albümün hissettirdiği kadar. Şimdi de son kayda bir tepki
olarak var olacak bir albüm üzerinde çalışıyoruz.
Diğer grupların konsept
albümlerine yaptığı gibi “David Comes to Life”ı bir oyuna, kitaba veya operaya
uyarlamayı düşünüyor musunuz?
Eğer
başka birisi yaparsa eminim bu fikre sıcak bakarız, sadece meraktan. Yani tabii
ki hit bir Broadway gösterisi çıkaracak değiliz ama birisinin onu başka bir
formatta yorumlaması ilgimi çekerdi. Şimdi benim David’le tanışmadan önce
Veronica’nın hikayesini anlatan bir ön-bölüm yazmakla ilgili fantezilerim var.
Fucked Up indie sevenler
tarafından kucaklanan ender hardcore gruplardan birisi. Neden böyle olduğunuz
konusunda bir fikriniz var mı? Konserlerde hayranlarınız arasında bir ayrım
görüyor musunuz?
Sanırım
geniş indie dünyası tarafından kucaklanan birkaç tane hardcore grubu var ama
bence bunun sebebi ikisinin değiştirilemez biçimde bağlanmış olması. Son 25
yılda neredeyse tüm indie gruplarından en az bir eleman bir dönemde bir
hardcore grubunda çalmıştır. Ayrıca arada türleri kesiştiren pek çok grup da
vardır: Hüsker Dü, Wipers...
Kanada pek çok yaratıcı
müzisyen çıkarıyor. Arcade Fire’dan Protest The Hero’ya, Patrick Watson’a pek
çok heyecan verici grup söz konusu. Kanada’nın müzik sahnesini bu kadar özel,
yaratıcı ve üretken kılan şey nedir?
Kanada’nın
cepleri her zaman iyi gruplarla doludur ama sanırım eskiden bu grupların
dünyaya açılması daha zordu. İnternet müziği küreselleştirdi ve irili ufaklı
her grubun insanlara ulaşmasını sağladı. Punk ve metal her zaman dünya üzerinde
fikirlerin serbest dolaşımına açıktı, yeraltında kaset takasları ve fanzin
kültürü sayesinde. Ama ana akıma bakarsak sanırım her zaman ana akım dışı
işlerin ortaya çıkması çok zordu.
Fucked Up farklı
formatlarda işler yayınlıyor, split’ler, single’lar, kaset’ler, 7 inç’ler,
Zodiac serisi ve tabii ki normal albümler. Bir şarkının nasıl bir formatta
yayınlanacağına ya da albümün parçası olup olmayacağına nasıl karar
veriyorsunuz?
Aslında
bir proje etrafında yazıyoruz. Diyelim ki bir single yazacağız, o zaman o
single için şarkı yazıyoruz veya bir Zodiac şarkısına sıra gelmişse onun için
yazıyoruz. Asla şarkıları stoklayan ve albüm zamanı gelince onları kullanan
gruplardan olmadık. Geçenlerde The Melvins’le bir split yaptık ve onlarla bir
split kayda yakışabilecek bir şarkı yapmaya çalıştık. Bence böylesi daha
eğlenceli.
Son soru: Sence 2012’nin
en heyecan verici albümü hangisi?
Galiba
Kendrick Lamar albümü oldukça heyecan verici çünkü herkes oldukça heyecanlanmış
görünüyor. Ben çıkıp ortalığı dağıtacak bir şeyi beklemeye ve umut etmeye devam
ediyorum. Bu albüm onu yapmamış olabilir ama iyi bir kayıt ve insanlar da epeyi
hoşlandı.
No comments:
Post a Comment