sanki hep doğru zamanda doğru yerdeydi ama kendi albümleri hiçbir zaman yan projelerinin yükselttiği çıtaya erişememişti. nefesinde tom waits'in dumanına, parmaklarında bob dylan'in tuşesine sahip olmasının hakkını verememişti. bugüne kadar! "a wasteland companion" m. ward'un bugüne dek çıkarttığı en parlak kayıt. açılıştaki "clean slate"te pete yorn sükunetinden başlıyor ward, "genç bir adamken yenilginin acısı sonsuza dek sürecek sanırdım" dizeleriyle gönüllü melankoliklere istediğini veriyor. asıl kırılma ise ikinci parça "primitive girl"de gerçekleşiyor. başınızın üstünde spiraller çizen piyanolar eşliğinde "ilkel kız"ı anlatıyor, lafı uzatmadan konuya giren, aklından geçeni söyleyen, içinden geleni yapan, hemen her erkeğin aklını alan o kızı. she & him'den yadigar duran "sweetheart"ta şarkının ismiyle uygun bir şekilde zooey mikrofona geliyor ve ikilinin 1960'lar kız pop grupları sound'unu canlandırıyor. "i get ideas"ta belki daha bile gerilere gidiyor ward, elvis presley söylese sırıtmayacak bir rock'n'roll şarkısı yazıyor.
hızlı şarkılarla ele avuca aldığı dinleyicisini ikinci yarıdaki derin şarkılarla vuruyor ward. "crawl after you"da beach boys'un "sloop john b"sini anımsatan bir melodiyi thom yorke-vari bir şekilde burnundan söylüyor, "there's a key"de en romantik halinde "piyanomda bir tuş var, senin için çalıyor" diyor. finaldeki "pure joy"da ise tüm hüznün üzerine sakin ve huzurlu bir noktaya erdiriyor dinleyiciyi. asıl başarısı ise biter bitmez en baştan yeniden başlama isteği verecek kadar tadında bırakması.
birisi hakkındaki ilk izleniminizi değiştirmeniz zordur. m. ward "a wasteland companion"da kendisi hakkındaki tüm olumsuz yargılarımı yıkmayı başardı. seviyorsanız zaten hava hoş ama bugüne kadar m. ward'a mesafeli durduysanız bu albümü dinleyin. rocky balboa'nın dediği gibi, "eğer ben değişebiliyorsam herkes (her şey) değişebilir."
No comments:
Post a Comment