2009 yılı içinde izlediğim en güzel filmlerden birisiydi "sunshine cleaning." istanbul film festivali'nin artık iyice yorulmaya başladığım son günlerinde izlemiştim iki kızkardeşin hikayesini, ve aldığım hazzı buralarda bir yerlere yazmıştım. filmin çekip çevirici ablası rose'u oynayan amy adams zaten çekme kaset'in gözdelerindendir; fakat "sunshine cleaning"in bir başka yıldızı emily blunt'ı atlamak olmaz. son bir iki yılda git gide parlıyor, özellikle "the devil wears prada"dan beri. fakat dikkatli izleyici için geçmişi ondan da önceye gidiyor: "my summer of love"da bir defa izleyenin unutamayacağı bir karakter çıkartmıştı.
"aşk yazım"ın tamsin'i ile "günışığı temizleme şirketi"nin norah'sı birbirlerinden uzak tipler (ki zaten bir oyuncuyu iyi yapan şey tam da budur). ama güzel olan, derinliği olan karakterler önüne sunulduğunda blunt'ın nefis performanslar teslim etmesi. başına buyruk, karanlık bir tarafı olan, (bu tanımlamayı kullanmak da biraz tehlikeli ama) kayıp bir ruh norah, bir yere tutunmaya çalışıyor. koyu rengi seven, göz altına siyah kalem çeken, karamsar, hep kırık bir gülümsemeyle dolaşan o kız, "sunshine cleaning"in en güzel yanlarından birisi. "sunshine cleaning" hala gösterimde, size yakın bir sinemada değilse de en azından ulaşabileceğiniz bir noktada.
blunt ise yakın zamanda bol bol filmle yine sinemalarda olacak. kendisi ingiliz ama sevgilisi büyük hastası olduğumuz john "jim halpert" krasinski (kendisini de "insan manzaraları"na konuk etmek farz). hollywood bebeği olmaya niyeti yok blunt'ın, dolayısıyla bir süre daha araştırıcı sinemaseverlerin radarına takılması muhtemel. sonrasını göreceğiz.
No comments:
Post a Comment