sadece 2009'un değil, son yılların en şaşırtıcı hamlelerinden birisi bu. gotik imajlı garaj punk yapan hevesli fakat acemi çocukların iki yıl içerisinde krautrock ve shoegaze kırması bir müziğe yol alması. "strange house"ta ilgi manyağı bir grupken "primary colours"ta istediği müziğin peşinden koşan idealist bir ekip olmaları... the horrors bizi çok şaşırttı. ne mutlu ki iyi anlamda.
"primary colours"ın hamurunda my bloody valentine var, 70'ler saykodelik grupları var, "new ice age" gibi şarkılarda iggy & the stooges elektriği de var. ancak hiçbir şey rastgele yok, zorlandığı için de yok. bu grup, içinden geleni yapmış, içlerinde olan şey de gerçek bir "iyi grup" potansiyeliymiş. yoksa "primary colours" her başladığında "mirror's image"tan itibaren dinleyicinin kanının çekilmesine sebep olması tesadüf olamaz.
iki büyük kahraman var albümde. birincisi spider webb'in addams ailesi melodileri yazmaktan vazgeçip grubun pencerelerini siyaha boyamaya başlaması. onun klavyeleri "primary colours"ın karanlık atmosferinin birincil unsuru. diğeri ise bebek yüzlü gitarist joshua third. faris'in vokallerini sound'un diplerine gömen riff'leri var joshua'nın, albümün klostrofobik hissini biraz da bu sağlıyor. her şarkıdaki gitar tonları heyecan verici, ama "do you remember"ın baş döndürücü gücünün yeri ayrı.
kapakta "pornography"yi anımsatan bir fluluk var. iki yıl önce bunu iddia edeceğim aklıma bile gelmezdi ama the horrors'ın kariyerinin uzun ve heyecan verici olabileceğinin simgesi gibi. the cure'un da 70'ler sonu ve 80'ler başında yaptığı her albümünde bir öncekinden farklı kartlar oynadığı geliyor akla. "strange house"tan "primary colours"a aldıkları mesafeyi her yeni işlerinde yapabilirlerse, bu az buz ihtimal değil.
No comments:
Post a Comment