son zamanlarda (bertaraf olmak muhabbeti dışında) durgun giden türk medyasında en büyük hareketlilik yeni radikal'in çıkışıydı. aylardır bekleniyordu desek yeridir. radikal'in referans'la birleşmesi, yeni boyutuna geçişi, yolları ayırdıkları, kadrosuna kattıkları ve tabii ki yeni genel yayın yönetmeni çok konuşuldu. bugün, o yeni dönem başladı işte.
gazetenin nasıl olduğuna gelmeden önce şunu söylemem gerekiyor. son zamanlarda bunu söyleyenler çok tuhaf karşılanmaya başladı ama yine de söyleyeceğim: ben radikal'i severim, hep sevdim. en zayıf olduğu dönemde de, hasan celal güzel gibi neden orada olduğunu anlamadığım adamlara kapı açtığında da para verip almak istediğim yegane gazete oldu (internet gerçeği ve gazetede çalışmam dolayısıyla para verip gazete almak oldukça nadirleşti de). kültür sanat ve sporu en düzgün şekilde veren, başlıklarında okuyucunun zekasına hakaret etmeyen, bu ülkedeki siyasi gündemi bağlı bulunduğu ve eline baktığı kamptan görmeyen, dahası bu ülkenin siyasi gündemini sadece akp-chp'den ibaret görmeyen, en zayıf halinde bile en okunası gazetesiydi radikal. kendi adıma, her haberini bir amaç doğrultusunda yaptığını belli eden gazetelerden midem bulanıyor. ciddi, düzeyli, insan hakları, demokrasi gibi temel değerlere sahip çıktığını iddia ederek aslında bayrak sallayan yayınlar, gözümde sadece "shock journalism" yapan posta'dan daha değerli değil.
yeni radikal'e bu yüzden, çoğunluğun aksine sempatiyle baktım. evet, eyüp can varlık'a mesafeliyim, ama zaman ve cemaat geçmişi yüzünden değil. ondan yaratılmaya çalışılan bir model var kanımca, ve bu adam o modelin adamı değil. yine de kendisinin verdiği demeçlerden ve ilk radikal'deki yazısından mütevazı bir adam olduğunu ve radikal'in dümeninde oluşunu büyük bir fırsat olarak gördüğü izlenimini alıyorum ki, bu yüzden önyargısızca beklemek lazım.
yeni boy, mükemmel. ülkemizin tabloid formatını 2010 yılında keşfetmiş olmasına inanamıyorum. gazete, toplu taşımada okunan bir şey halinde artık. bu formatın büyüğü gazeteleri taşımak da, sayfa çevirmek de işkence. dolayısıyla, geç kalınmış, doğru bir hamle tabloid formatı.
içeriğe gelince, ben radikal'den, körü körüne akp düşmanlığı, ya da sorgusuz ikinci cumhuriyetçilik yapmasını beklemiyorum. daha önce sergilediği eşitlikçi, demokrat duruşunu sürdürmesini bekliyorum.
değişen yazar kadrosunu ileride daha net değerlendiririz. yalnız bu haliyle çok tartışılacak isimler seçilmediğini görebiliyorum. taraf yazarları gibi, yılmaz özdil gibi gürültü kopartacak yazarlar değil gibi geldi bana. bu, ileride daha agresifleşmelerini mi getirir, yoksa bu çizgide sabırla mı giderler bilmiyorum. polemik seven adam olmadığım için bence sorun yok.
gazetenin asıl iddiası ise "susurluk döneminin radikali" olmak. evet, o dönem radikal gerçekten çok daha keskin, çok daha cesurdu. daha sonrasında "korkaklaştılar" falan demeyeceğim, ama ilerleyen dönemlerde belki türkiye'de medya daha uçlara ilerleyince, internetin de etkisiyle (kimi zaman kirli de olsa) bilgi dolaşımı artınca radikal o konumunu kaybetmiş olabilir. şimdi hem cesur, hem de konuşulacak haberin peşinde olacağını iddia ediyor radikal. çoktandır bu unutulur olmuştu. o yüzden öyle olmasını dileyelim.
sözün özü, bu radikal bana, eskisinin sıkı bir makyajlanmışı gibi geldi ilk etapta. makyaj kötü şey değildir, yüz gerdirmekten ise çok daha iyidir. eğer o makyaj bir yandan tazelik, düzey, kalite, en önemlisi okunabilecek, zeki, vicdanlı, aklıselim ve aynı zamanda muhalif bir gazete olmasını sağlayacaksa radikal'in, o zaman işe yaramış demektir.
Birçok şeye değinildi ancak kimse basın fotoğrafının içler acısı haline dokunmadı.. Radikal değişmek istiyorsaki bana göre çok önemli bir hamle olan "Photojournalism" Mantığını iyi kavramalı ve bayat-klişe basın fotoğraflarında artık elini eteğini çekmeli ve kaliteli-nitelikli fotoğraflara ve fotoğrafçılara yönelmeli.
ReplyDelete