uzatmadan söyleyeyim, bir insanın hayatında başına gelebilecek en özel müzikal deneyimlerden birisi the flaming lips'i sahnede izlemek kesinlikle. wayne coyne'un kendi deyimiyle "seyirci bu şarkıyı dinlerken sahnede ne görmek ister?" sorusuna cevabı bu sahne şovu. bu yüzden parlak ışıklar, cümbüş halinde göze dumurlar yaşatan renkler, dev ekran, yüksek volüm ve albümdeki kadar zengin yansıtılan ses örgüsü mevcut bu konserde. evet, seyircinin istediği her şey var bu sahnede, ancak sıradan bir insanın hayal edebileceğinin çok daha ötesi olduğunu da belirteyim. yani, bu gösteride olacakları tahmin edebilmeniz için wayne coyne kadar deli bir kafaya sahip olmanız lazım, ki bu da mümkün değil. hadi konfetileri düşündünüz, dev balonun içinde seyircilerin elleri üzerinde dolanan coyne'u nereden hayal edeceksiniz? adamın dev bir ayının üzerine çıkıp şarkı söylemesini istediniz diyelim, dev eldivenlerle avcundan yeşil ışıklar yansıtması kimin aklına gelir?
evet, the flaming lips konserlerinde muhteşem bir şov var ama, wayne coyne gizem veya büyüklük seven bir adam değil. singapur'un merkezindeki marina bay sands denen alışveriş merkezi/expo center'daki konsere çıkmadan önce seyircilerin arasından yürüyerek geldi mekana. kendisini ilk etapta tanımayanlar oldu ama kendisi "whoo-hooo" diye bağırıp dikkat çektikten sonra büyük alkış ve tezahürat koptu. ama uzakdoğulu saygısı olsa gerek, kimse üzerine atlamadı, coyne ve arkadaşları mekana yürürken fotoğraf çektiler sadece. coyne aynı şekilde ön grup the raveonettes indikten sonra setin hazırlanması sırasında sahneye çıktı, elemanlarla takıldı, seyirciyle eğlendi. bir de eline mikrofon alıp "çok güçlü ışıklar kullanıyoruz, o yüzden sizi uyarmak istedim. eğer bunlardan rahatsız olursanız yapmanız gereken şey... o ışıklara bakmamak!" dedi. konser sırasında mekanın tuhaf geldiğini ama seyircileri çok sevdiğini de söyledi. evet, ilk kez konser veriyorlardı singapur'da, ama seyirci sevilmeyecek gibi değildi. hafif sağa sola sallanmalar dışında tepkisiz kalıyorlar kimi zaman, ama gerektiği zaman öyle güzel ve kendiliğinden eşlik ediyorlar ki alkışlarla veya söyleyerek, hayran kalıyorsunuz. biz istanbul'da seyircinin gevezeliğinden şikayet ediyoruz hala, canlı müzik konusunda bizden çok daha şanssız sayılabilecek singapur'da ise olay çok güzel oturmuş. tabii, çok büyük bir kalabalık olmasa da müziği bilen bir kitle olmalarının da etkisi var. genelleme yapmak çok doğru değil belki, ama oradaki çok büyük kalabalık müziğe inanılmaz hakimdi. şöyle söyleyeyim, türkiye'de "she don't use jelly"nin, coyne'un tek gitarla söylediği "yoshimi battles the pink robots pt.1"ın "do you realize??"ın, "the yeah yeah yeah song"un baştan sona çoğunluk tarafından söylendiğini tahayyül edebiliyor musunuz? belki ingilizce'nin oradaki resmi dillerden birisi olmasıyla alakalıdır ama sadece bu değil, o kesin. ne acayip, konsere sadece müzik dinlemeye gelen, sanatçıya saygı gösteren ve eşlik eden, yani sadece seyircilik yapan kitleyi övecek noktaya gelmişiz!
bu yüzden the flaming lips'i müzik seven tüm dostların izlemesini istemek ve bencillik edip hatıralarımda o çok güzel, çok saf singapur konserinin tek kalmasını dilemek arasında kalıyorum. ama yine de başta söylediğim gibi, bir insanın hayatta başına gelebilecek en güzel müzikal deneyimlerden birisi bu olduğundan bu tecrübeye denk gelmemiş olan herkesin buna tanık olmasını tüm kalbimle diliyorum. "fight test" ve "race for the prize" çalınmamış olsa bile!
konserden karelerle bitireyim:
konserden karelerle bitireyim:
wayne ise sahnenin altındaki dev balonun içinde. balon yavaş yavaş şişiyor.
wayne sahneye geri dönüyor ve gösteri devam ediyor.
dev gonga wayne her vurduğunda kenarlardaki halkalarda ışıklar yanıyor. tam anlatamadım ama durum bu.wayne sahneye geri dönüyor ve gösteri devam ediyor.
"do you realize??"lı final.
No comments:
Post a Comment