Wild Nothing – "Gemini" (indie/dream pop) : Gemini Jack Tatum adlı genç arkadaşımızın bir sene kadar önce kurduğu Wild Nothing’in ilk albümü.. Her dinleyişte daha da seviyorum bu albümü.. Daha önce de söylemiştim, insana çok rahat hissettiren bir albüm Gemini.. Dünyadaki tüm insanların Jack Tatum kadar nazik ve hassas olmasını istiyor insan şarkıları dinlerken.. Ayrı ayrı güzel şarkıların albüme yedirilmesinden ziyade son derece organik bir şekilde bir bütün olan parçalardan oluşuyor "Gemini".. Tüm şarkılar farklı şekillerde çok hoş, özenle yazılmış ve çalınmış.. Hiçbiri aceleye getirilmemiş.. Ama Live in Dreams, My Angel Lonely ve The Witching Hour’un beni biraz daha etkilediğini söylemeliyim..
Surfer Blood – "Astro Coast" (indie rock) : Yılın benim için geç keşiflerinden, ama kesinlikle en iyilerinden.. 60’lar surf rock’ını indie duyarlılığıyla birleştirerek şahane bir iş yapmış Floridalı Surfer Blood ilk albümlerinde.. Yer yer Vampire Weekend, kimi zaman The Shins, zaman zaman da Arcade Fire tadı almanız mümkün bu albümden.. Ama bu orijinalliğinden bir şey kaybettirmiyor tabi ki.. 2010’un belki de en taze albümü bu, en temiz hava pompalayanı.. Umarım ikinci albümü fazla geciktirmezler ve bu sefer kapak üzerinde biraz daha çalışırlar.. Unutmadan, Harmonix’in Arcade Fire’ın Neighborhood #2’sunu biraz fazla andırdığını söylemeden geçmeyeyim..
The Drums - "The Drums" (indie pop/rock) : The Drums Astro Coast’un ikiz kardeşi, ama ayrı yumurta ikizleri.. O güzel yaz ve deniz havası burada da mevcut, 60’lar nostaljisiyle birlikte.. ama bu sefer biraz daha aydınlık bir şekilde; New York’tan oldukları için olabilir mi acaba? Pop soundunun biraz daha açık bir şekilde hissedildiği, Peter Bjorn and John havalarının estiği bir albüm bu.. Dinlemesi kesinlikle çok keyifli, neşeli (müzikal anlamda tabi ki) şarkılar bunlar..
Twin Shadow – "Forget" (indie/electronic) : Twin Shadow da tek kişilik bir grup, beyin George Lewis Jr.. Forget de Gemini gibi elektroniğin karanlık sularında yüzen bir ilk albüm, ama ondan daha köşeli.. Şarkılar arasında gezinirken The Cure’dan Alan Parsons Project’e, Depeche Mode’dan David Bowie’ye çeşitli gruplardan/sanatçılardan tatlar almanız mümkün.. When We’re Dancing, Tether Beat, Castles in the Snow, Slow güzel, ama Forget harika..
Broken Bells - "Broken Bells" (indie pop/rock) : Broken Bells The Shins’e ara vererek bizi üzen James Mercer ile Danger Mouse’un ortak projesi.. Grupla aynı adı taşıyan ve Mart ayında yayınlanan ilk albüm genelde çok sevilmedi ama bir ilk albüm olarak fena değildi bence.. Özellikle bu iki müzik adamının şarkılara katkılarının gayet dengeli olduğunu düşünüyorum.. Genel olarak sakin ve yormayan bir tonda ilerleyen albümde öne çıkan şarkılar ilk şarkı The High Road, October, Mongrel Heart ve The Mall & Misery.. Benim gibi The Shins sevdalılarını tam olarak tatmin etmese de şimdilik “idare etmemizi” sağlıyor Broken Bells..
Two Door Cinema Club – "Tourist History" (Alternative/indie rock) : Gençler için naif bir dans albümü, biraz daha büyükler için 2000’lerin ortalarını anma fırsatı.. Vurucu şarkılar, bol single potansiyeli; yarınlara ne kadar kalır bilinmez ama.. I Can Talk, Come Back Home, Undercover Martyn, What You Know, hoş şarkılar.. The Postal Service ve Phoenix’e benzetiyolar grubun müziğini; ben hafiften Bloc Party, the Killers, the Departure (aklıma geldi de baktım, bu gençler de ilk albümden sonra dağılmış..) havaları da alıyorum..
Best Coast - "Crazy for You" (indie pop) : Ünlülerin sevdiği grup (Bill Murray, Jerry Seinfeld, Paris Hilton falan fanıymış grubun!).. Yaz-deniz-kumsal albümlerinin sonuncusu olan Crazy for You, Astro Coast ve The Drums ile karşılaştırıldığında pop soundu sıralamasında ilk sırada yer alıyor.. “Kumlara uzanır, sevgilim için şarkılar yapar keyfime bakarım..” havası hakim albüme.. Ama işte bu rahatlık ve genişlik insana keyif vermiyor değil..
Tame Impala – "Innerspeaker" (indie/psychedelic/progressive rock) : Avustralya’dan Black Mountain usulü taze psychedelic rock.. Black Mountain iki yıl önce haşin gitar riffleriyle fazla yumuşamış kulaklarımızın pasını silmişti, Tame Impala da ilk albümleri Innerspeaker’la 2010’da yapıyor aynısını, ama daha nazik, ince bir biçimde.. Zengin bir albüm bu; çok iyi örülmüş, akıcı parçalardan oluşuyor.. psychedelicin zirvesi 60’ların sonu 70’lerin başını günümüze çok iyi uyarlıyor ve emek veren dinleyiciye karşılığını veriyor..
Tavsiyelerin için sağol. Wild Nothing , Gemini albümünü nereden indirebilirim biliyor musun?
ReplyDeleteRica ederim.. Ben Isohunt'tan indirmiştim yanılmıyorsam, genelde oradan indiriyorum..
ReplyDeletesizin oraların havalardan çok uzak kalmıştım, bi deneyelim bakalım :)
ReplyDelete