
gelgelelim, linkin park'ınki resmen patolojik vaka. başkası olma merakı değil, düpedüz "kendinden sıkılmak" bu. ilk iki albüm "hybrid theory" ve "meteora"da etkilenimleri açık olan ama niyetini de belli eden, kendisini gerektiği kadar ciddiye alan "teenage angst" albümleriydi (bir teenage angst albümünün dünyanın sırrına vakıf olduğunu iddia etmesinde sorun yoktur, zira bir ergen de her şeyi bildiğini, dünyadaki bütün dertlerin kendisinde toplandığını zanneder). bir dolu hit çıkarttı ve işin açığı bunların bir kısmı 2000'ler mainstream rock'ının en büyük şarkıları arasındaydı ("in the end," "crawling," "one step closer," "breaking the habit," "numb" vs.).
ne olduysa "meteora" ve "minutes to midnight" arasındaki dört yılda oldu. en klişe tabirle "olgunlaştık" dedi altılı. daha büyük sulara dalmak istediler. rick rubin'le stüdyoya girdiler, şarkılara yaklaşımlarını tepeden tırnağa değiştirdiler. rap vokalleri azaldı, nu-metal'ın imzası olan drop-d gitar akorları bir kenara kondu, arpejlere geçildi, chester bennington da gırtlağını yırtmadan şarkı söyleyebileceğini göstermeye çalıştı. araya pseudo-"with or without you" "shadow of the day" gibi parçalar atarak numaralarını açık ettiler: oynadıkları kulvar artık alternatif rock grupları için bir namus mücadelesi haline gelen "yeni u2 meydan savaşı" idi.
...

yeni linkin park'ın en sevdiğim yanı ise perküsyon konusunda yaratıcı ve sınırları zorlayan işler yapmaları. bir önceki albümde "given up" ve "bleed it out," burada ise "when they come for me"nin ritm partisyonları keyifli. "when they come for me" de çok iyi bir şarkı değil, ama bariz afrika etkisiyle ayrıksı duruyor. onun için rob bourdon'ı mı tebrik etmek gerek bilmiyorum. albüm boyunca elektronik beat'ler olduğu için kendisine iş düşen şarkılarda fazladan iş çıkartmaya çalışmıştır belki.
chester bennington'ın git gide pasifleştiği, gitar sound'unu, dolayısıyla enerjisini yitirmiş bir linkin park bence yavaş yavaş nefes almamaya başlıyor. mike shinoda'nın müzik vizyonunun ise linkin park'a uzun vadede oyunu kaybettirecek bir yola soktuğunu düşünüyorum. bu kadar ciddi görünmek, bu olgunlaşma iddiasının altı müzikal olarak dolmuyor. bu elbise linkin park'a bol geliyor. onlar ise elbiseden değil, kendilerinden sıkıldıklarını fark etmiyorlar maalesef...
fazla karanlık mı geldi? "a thousand suns"la ilgili pozitif ve çok iyi yazılmış bir eleştiriyi zeynep okyay imzasıyla buradan okuyabilirsiniz.
karanlık ama baya doğru olmuş. yeni u2 olmak kadar biraz muse'un da amerika'da su yüzüne çıkmasıyla elektronik beatler artıyor rock piyasasında.
ReplyDeletehttp://mikeshinoda.com/2010/09/27/haters-and-the-converted-a-thousand-suns-album-release/
ReplyDeletediyor mike shinoda
link için teşekkürler. güzel yazmış shinoda, "haters"ı görünce kesin bize küfürler edecek sandım ama efendi takılmış :)
ReplyDelete