Friday, September 24, 2010

Arcade Fire presents "The Suburbs"


arcade fire'ın son albümü the suburbs gerçekten çok ama çok iyi bir albüm.. "decade" listeleri yapılırken mutlaka yer verilecek albümlerden..

çetin'in dolu dolu değerlendirmesinden sonra elim uzun süre gitmedi bu albüm hakkında bir şeyler yazmaya.. albüm hakkındaki düşüncelerini müthiş bir samimiyetle muhteşem bir yazıda toplamıştı işte blogdaşım.. ama yazmadan edemeyeceğimi biliyordum, çünkü benim hayatımda da şimdiden çok önemli bir yere sahip bu albüm..

malum, iki albüm çıkardı daha önce arcade fire.. ilki indie camiasında 2000'lerde görülen en büyük bombalardan biriydi.. "funeral" 2004 yılında yayınlandığında o zamana kadar yapılmış hiçbir işe benzemeyen yapısıyla çoğumuzun aklını aldı götürdü.. sonraki albüm "neon bible" 2007'de yayınlandığında ise belki de inanılmaz derecede büyüyen beklentiler yüzünden genel bir hayalkırıklığına neden oldu.. bunda devamlı "ıssız koca bir kiliseye kapandık, süper şeyler deniyoruz, şahane bir şey çıkacak ortaya" şeklinde mülakatlar veren grubun da payı vardı kuşkusuz.. "biz çok farklıyız, yaptığımız başkalarına benzemez, kıyas kabul etmeyiz" tadında iddialı açıklamalar yaparak yaptıkları işi dünyanın en önemli işi sayan gruplardan hazetmediğim gibi arcade fire'dan yavaş yavaş soğudum böylece.. müzik dünyasındaki popülerlikleri de abartılı gelmekteydi tabi ki.. 2008'de wolf parade'in "at mount zoomer"ı çıktığı zaman "arcade fire bahane, wolf parade şahane" diye yazmamın bir nedeni bu gıcıklıktı..

aslında "neon bible" da fena bir albüm değildi.. intervention, my body is a cage gibi müthiş şarkılar barındırıyordu içinde.. ama sevimsiz bir albümdü işte.. böylece bir 3 sene daha geçti ve her yerde arcade fire'ın nasıl da mükemmel bir albüm yaptığını, listeleri salladığını okur oldum bir anda.. albüm internete düşeli henüz birkaç hafta olmuştu sadece! neyse ki sinik fırat her zamanki gibi iş başındaydı ve albüme şüpheyle yaklaşmayı başardım yine de.. peki sonuçta ne oldu? arcade fire'ın fendi fırat'ı yendi! hem de daha ilk dinleyişte..

ne diyebilirim ki.. her şarkı için uzun uzun methiyeler düzebilirim, ya da albümün bir bütün olarak nasıl da ince ince işlendiğini anlatabilirim.. ama bu yazıda benim yapabileceğim en iyi şey albümü dinlerken hissettiklerimi anlatmak olur sanırım.. the suburbs'te hafif rüzgarlı bir sahildeyim, dalgalar neredeyse ayağıma değiyor.. ready to start'ta ise küçük ağaçlarla örtülü bir tepeye tırmanıyorum durmadan, sırtımda okul çantam, yüzümde yine aynı rüzgarı hissederek.. modern man'de artık tepenin ortalarında bir yerde hafif bir düzlükteyim.. nefes nefeseyim ama hızla toparlanıyorum.. çok şey gördüm geçirdim.. suburban war'da çok sevdiğim birinin cenazesindeyim.. her yer gri.. ölümü bu kadar yakından hissetmemiştim hiç.. month of may'de gece vakti dar bir arka sokakta bana doğrultulmuş bir bıçak var karşımda, korkuyorum, ama kaçmıyorum.. deep blue'da aşık oluyorum, çok fena, her yerimde hissediyorum aşkı.. ağlıyorum ağlıyorum ağlıyorum.. we used to wait'te bir gökdelenin yüksekçe bir katındaki odamdan böcek arabalara ve karınca insanlara bakıyorum ve birdenbire merdivenlerden aşağı koşma isteğiyle yanıp tutuşuyorum.. sprawl II'de baştaki sahildeyim yeniden, gün batıyor, havada tül perdeler dalgalanıyor, yüzüme vuran tuzlu suyun hiç bu kadar güzel gelmediğini düşünüyorum, hayata tutunuyorum, sımsıkı.. yaşıyorum, evet.. the suburbs (continued) ile artık uyku vaktinin geldiğini farkediyorum ve sıcak yatağıma giriyorum, yorganımın içine kıvrılıyorum..

bir grubun bir albümünü sevdiysem sabırsızca bir sonrakini beklemeye başlarım normalde.. ama bu sefer durum farklı.. arcade fire bundan sonra ne yapar bilemiyorum.. işin güzel yanı, şu anda ilgilenmiyorum da bununla.. bilgisayarımda, telefonumda, harddiskimde öyle muhteşem bir albüm var ki, tek bildiğim ve düşündüğüm o.. onu dinliyorum, her gün, tekrar tekrar.. kabul, the suburbs, ready to start, deep blue, suburban war ve sprawl II'yu biraz daha şımartıyorum.. her dinleyişimde yeniden hayran kalıyorum yapılan işe, verilen emeğe..

arcade fire'ı tereddütsüz bir biçimde sahiplenebilirim artık.. "iyi grup" deyip geçmeyeceğim bundan böyle.. çünkü çok çok güzel bir albüm "the suburbs".. hep dinlenecek, hep sevilecek, hep anlatılacak..

No comments:

Post a Comment