Bu kadar mı koptum hayattan? Çetin neler yazmış diye bakıyordum, "Roll artık yok" demiş 5 gün önce.. Rolling Stone'a da üzülmüştüm, ama "ne olsa büyük medya grubu dergisi, satmaz, çekerler fişini" diye düşünüyordum hep.. Ama Roll, bitemezdi, çünkü kozmik bir güç vardı onun arkasında, kimsenin göremediği, ama hep orada olan.. Bazı aylar almasam da, nedense hiç "satamamaktan kapanabilir, aman ha" diye korkmadım.. En son Temmuz sayısı için Dost'a gidip sorduğumu hatırlıyorum, "gelmedi" demişlerdi, "alla alla" demiştim ben de, sanki bikaç aydır okuyamıyordum bi türlü..
Neyse, uzatmamak lazım, sanırım yanlış alarmmış, kapanmamış dergi, farklı da olsa devam edecekmiş.. Bundan sonra bu korkuyla her ay - ya da artık kaç ayda bir yayınlanırsa - sektirmeden almaya özen göstericem.. Gerçi önce askerlik, sonra da dünyanın bilmemneresine tayin bu niyetimi zorlayabilir, ama bakalım..
Roll'la ilgili olarak Çetin'in söylediklerinin altına imzamı atarım.. Ben 14 yaşındayken çıkmış ilk sayısı, o zaman tanımıyordum tabi (muhtemelen Aydın'a gelmiyordu da..).. İlk aldığım sayısı Nisan 2000 sayısıydı yanılmıyorsam, kapağında Pink Floyd var diye alımıştım.. O zamana kadar, özelde müzik, genelde hayat hakkında öğreneceğim daha çoooook şey olduğunu sanırım en çok kafama kakan şey o sayıydı.. Hayran kalmıştım hem orada yazılanlardaki bilgi derinliğine hem de kullanılan üslubun güzelliğine.. Sonra aldım hep, bazen de almadım, "bişey yokmuş bu sayıda" dedim.. Demez olaydım.. Bilmez miydim sanki o "bişey olmayan sayılarda" bu ülkenin görüp görebileceği en güzel müzik, müzik-siyaset yazıları, haberleri, en tatlı ve entelektüel üslupla yer almaktaydı.. Hem de Post Express öncesi tüm siyaset yazıları da Roll'daydı.. Off, ne dolu dolu sayılardı onlar..
Neyse, gözlerim doluyor.. Roll, hayatta kal e mi..
Neyse, uzatmamak lazım, sanırım yanlış alarmmış, kapanmamış dergi, farklı da olsa devam edecekmiş.. Bundan sonra bu korkuyla her ay - ya da artık kaç ayda bir yayınlanırsa - sektirmeden almaya özen göstericem.. Gerçi önce askerlik, sonra da dünyanın bilmemneresine tayin bu niyetimi zorlayabilir, ama bakalım..
Roll'la ilgili olarak Çetin'in söylediklerinin altına imzamı atarım.. Ben 14 yaşındayken çıkmış ilk sayısı, o zaman tanımıyordum tabi (muhtemelen Aydın'a gelmiyordu da..).. İlk aldığım sayısı Nisan 2000 sayısıydı yanılmıyorsam, kapağında Pink Floyd var diye alımıştım.. O zamana kadar, özelde müzik, genelde hayat hakkında öğreneceğim daha çoooook şey olduğunu sanırım en çok kafama kakan şey o sayıydı.. Hayran kalmıştım hem orada yazılanlardaki bilgi derinliğine hem de kullanılan üslubun güzelliğine.. Sonra aldım hep, bazen de almadım, "bişey yokmuş bu sayıda" dedim.. Demez olaydım.. Bilmez miydim sanki o "bişey olmayan sayılarda" bu ülkenin görüp görebileceği en güzel müzik, müzik-siyaset yazıları, haberleri, en tatlı ve entelektüel üslupla yer almaktaydı.. Hem de Post Express öncesi tüm siyaset yazıları da Roll'daydı.. Off, ne dolu dolu sayılardı onlar..
Neyse, gözlerim doluyor.. Roll, hayatta kal e mi..
Roll guzel dergiydi. Nedense bana hep, universitedeyken yakaladigim ve kisa bir sure cikan Mr.P dergisini hatirlatmistir. Icerik olarak degil, uslup olarak, tavir olarak. Sanki arkadaslarim ciakriyordu dergiyi, sanki okumuyordum da muhabbet ediyorduk. Sigara ve cay (yaslandikca da kahve) ile okunan bir dergi olmustur benim icin hep.
ReplyDeleteBlind testlerini, sayfalarin ust tarafinda yazan alinitilari filan cok ozluyorum (yurt disinda yasiyorum).
Roll yasasin, ama -yazida dendigi gibi- biz de sektirmeden alalim.
Sevgiler.