dünyanın en disiplinli blog'u değil burası. şu an geriye bakınca yıl içinde dinleyip sevdiğim onlarca albümü burada yorumlamayı ihmal ettiğimi görüyorum. yıl bitmeden bu ayıbı temizleyeyim istedim. neko case'ten başlayalım.
...aslında the horrors, manic street preachers gibilerinin aksine neko case'in albüm kritiğini geciktirmemin bir sebebi var. en azından vardı, o da "fox confessor brings the flood." mümkünse yıl sonuna kadar toparlamaya çalışacağım 2000'lerin en iyileri bahsinde daha çok değinirim zaten ona. çok az albümü sahiplendiğim kadar sahiplendim o albümü, çok fazla dinledim, çok sevdim. bu yüzden ardından gelen "middle cyclone"da hayal kırıklığı korkusunu fazlasıyla yaşadım. bu yüzden elim gitmedi diyelim...
...neyse, kişisel hezeyan paragrafını bir kenara bırakıp albüme gelelim. direkt bir kıyaslama yardımcı olabilir bu noktada: "fox confessor brings the flood" nasıl ölüm, kan, kayıp, acı dolu bir albümse, "middle cyclone" o kadar hayat dolu. doğa ve hayvan fışkırıyor içinden, pastoral, açık hava kokusu sinmiş bir albüm bu, yemyeşil. daha ilk şarkıda, "this tornado loves you"da kendisini bir doğa olayıyla, kasırgayla özdeşleştiriyor neko. albümün bir yerlerinde "i'm an animal" diyecek, bir başka noktada ise "tabiat ana"ya gönderme yapacak, 2000'ler model bir motown şarkısı olan "never turn your back on mother earth"te. bir sparks cover'ı bu, albümün diğer cover'ı "don't forget me" gibi en iyilerden.
...zamana dair göndermeler de bol albümde, "bir daha daima dersen yumruğu yersin" diyor neko "the next time you say forever"da, sonra kendisi de "asla"dan bahsetmeye başlıyor. biraz daha kısa süreli zaman tanımı ise "magpie to the morning"de çıkıyor, "bu solmakta olan yaz yanından geçip gitmesin" diyor, 1 eylül günü için ne manidar!
..."middle cyclone" neko case'in alt. country'den de iyice uzaklaşmakta olduğunun kanıtı. daha sakin ama country'ye göre daha indie rock sularında gezinen gitarları, bol boşluk bırakan prodüksiyonuyla youth'un kaydettiği bir önceki albüme göre çok daha "az çoktur" ilkesine riayet ediyor. bu da, neko case'in eşsiz kristal sesini tam merkeze koyuyor, olması gerektiği gibi. kariyerinde yaptığı en pop şarkı "people got a lotta nerve"de iyice gösteriyor kendisini. "it will end again in bullets" dizesinde çıktığını notalara bakın, günümüz müziğinin en güzel vokallerinden birisine sahip olduğunun kanıtı olarak duruyor o performans. kulak okşayan bir indie pop şarkısını bile nasıl kanatlandırdığını görünce neko case'e hayran olmamak mümkün olamıyor zaten. "nihayetinde kurşunla sona ermeyecek mi?" diye sizi yine karanlık yöne çektiğinde bile gülümseyerek onunla gitmek istiyorsunuz.
No comments:
Post a Comment