dün akşam kuruçeşme sahnesindeki ilk şarkısını çaldığında bile birkaç tespit yapmak mümkündü placebo ile ilgili. yuvarlak hesap 15 yıldır bu işin içinde olmalarına, yanlarına 22 yaşında bir punk oğlan almalarına, hatta 33 derece istanbul sıcağında çalmalarına rağmen janti giyimlerinden vazgeçmiyorlardı, bu bir. yeni davulcu steve'in "kitty litter"ın sert gitarlarının altına döşediği vuruşlar elemanın uyumunu göstermesi açısından artı puandı, bu iki. ve parçanın sonlarındaki "i need a change of skin" bölümündeki vokal ve alkış katılımı gösteriyordu ki placebo sevenler bu ülkedeki en sağlam ve adanmış kitlelerden birisiydi, bu da üç.
..."battle for the sun" resmi olarak çıkalı iki, internete düşeli üç hafta olmuştu, ama şarkılara katılım nefisti. ekşi sözlük'te eleştirilen bağırış çağırış konusunda rahatsız olmadım, arkalarda olmama rağmen (her placebo konserini biraz daha uzaktan izliyorum, hadi hayırlısı) normalde bira içip geyik yapmak için gelen kuruçeşme tayfası yerine şarkıyı söyleyen, el çırpan bir kitle vardı. önlerdeki coşku da arkadan gayet güzel görünüyordu. rock konseri izleyici katılımıyla güzeldir efendim! kitlesel enerji, kalabalığın coşkusu, toplu çığlıklar, alkışlar olmadığı sürece bir anlamı yoktur bu işin. placebo'nun bu konuda cephanesi sağlamdır, stadyum rock klişelerine düşmeden singalong şarkıları yazabiliyorlar, ama grup kadar kitlenin de hakkını vermek gerekir kanaatindeyim.
...placebo konserlerinde hep burun kıvırdığım husus, konserin yarısını son albümlere yükleyip, eski albümleri sevenlere sürpriz bırakmamalarıdır. dün de durum değişmedi. ama bu kategoriye girebilecek yegane şarkı olan "blackeyed"ı çaldıklarında izleyicinin enerjisi belirgin ölçüde düştü. demek ki son üç albümü seven kitle çok daha yoğun türkiye'de. bırakın arada "ask for answers" ya da "the crawl" gibi sürprizlerle dağılmayı, artık "36 degrees" veya "slave to the wage" gibi eski hit'ler bile yer bulamıyor kendilerine placebo setlerinde. tuhaf, çünkü şu an "battle for the sun"dan baştacı edilen şarkıların da yüzüne bir sonraki turnede bakılmayacak. ya da "meds" ile "sleeping with ghosts"ta olduğu gibi değiştirilerek çalınacak. artık altı albümü olan bir grup olarak genel dağılımı daha iyi yapmayı öğrenseler keşke.
...toparlayalım, brian'ın saçı beğenilmemiş ama kılığı kıyafetiyle uyumluydu bence. stefan'ın cool'luğu yine harikaydı. steve'in varlığının getirdiği enerji iyiydi. kemancı, ikinci gitaristin sound'u zenginleştirmesi, molko-olsdal ikilisinin altını iyi doldurdu. "special needs" yine can yaktı. placebo bir gün gecikmeli de olsa 3 yıl rutinini bozmadı, benim de bu adamlarla aşk/nefret ilişkim bitemedi. 2012'de istanbul'un başka bir mekanında yine gidip karmakarışık hislerle izleyeceğimden eminim placebo'yu. sahneden birazcık daha uzakta da olsa.
No comments:
Post a Comment