Tuesday, October 14, 2008
British Sea Power
British Sea Power İstanbul'da..
"yok canım onlar da gelmezler herhalde" diyebileceğim grup sayısı her geçen gün azalıyor; büyüklerin gelmesine alıştık bi şekilde, ama nispeten kısıtlı bir hayran kitlesine sahip grupların da (hadi açık açık söyleyeyim, uzak memleketlerden küçük gruplar) son zamanlarda sıklıkla Türkiye'ye geliyor olması daha bi fantastik birşey, en azından benim için. The Automatic'ten The National'a, ne güzellikler gördük bu sayede.. gelelim konumuza..
British Sea Power'ın geliyor olması da bu minvalde mükemmel birşey - sadece hayranlarının selameti için değil; demokrasi ve insan haklarının gelişmesi için, Kafkaslarda istikrar için, Ortadoğu'da barış ve güvenlik için, uluslararası terörizmle kararlı mücadelede için, iklim değişikliğini kontrol altına alabilmek için, Afganistan'da halkı kazanabilmek için..
Yalan olmasın, geçen sene en çok The National için demiştim "keşke gelseler yaaa" diye, e geldiler.. Bu sene de British Sea Power için dedim durdum, bazen Çetin'e, çoğu kez içimden, en çok da İngiltere öncesi Carrion ve Fear of Drowning dinlerken.. Hayaller kurdum, onlar sahnede olcaklar, ben de "oh little England, tonight i'll swim, from my favourite island shore, and how long has it been, since you've seen so beautifully" diye bağırıyo olucam sessiz sessiz, en önden, gözlerim kapalı..
Son albümlerini bi türlü tam sevemedim, gayet eli yüzü düzgün de bir albüm halbuki.. biraz fazla "büyük" görünmeye çalışmışlar gibi geldi belki de.. yine de yılın en iyilerinden biri, ve ne de olsa British Sea Power'a has o güzelliklerden birden fazla barındırıyor içinde..
8 Kasım'da Studio Live'dayım.. alt grup da Sakin, pek güzel.. Çetin'e buradan tekrar hürmetler, zira bana konseri ilk haber veren oydu; boğucu bir iş gününün ortasında telefonuma bakıp da muhtemelen saatler önce gönderilmiş o mesajı okumam günümü kurtardı, karşı odadan bana bakan daire başkanıma aldırmadan zıplayıverdim odamda..
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment