2008 Metallica konserinden önceki en popüler geyiklerden birisi "Down'ı izleyip çıkıcam"dı. Metallica devasa büyüklüğüne karşın, daha doğrusu devasa büyüklüğünden dolayı belirli çevrelerde "uncool" sayılan bir gruptur, tıpkı U2, Coldplay vs. gibi. Dolayısıyla o dönemde Metallica konserine gitmek istemediğinin altını çizmek "gerekli" bir işti.
Sanırım bugün ben de ilk defa "alt grubu izleyip çıkıcam." of Montreal özel olarak sorunum olan bir grup değil ama onlardan alacağımı 2007 konserlerinde almıştım. "Paralytic Stalks"u da hiç fena bulmadım ama sanırım Kevin Barnes ve arkadaşlarının müzikleri bana fazla şekerli, fazla renkli, fazla Red Bull geliyor. Dinlerken yaşanan melodi ekstazisi beni yoruyor. Sevenleri merak etmesinler, grup sahnede albümdekinden daha bile canlı, renkli.
Ama yine de bu akşam Babylon'dayım çünkü bu yılın en parlak ilk albümlerinden birisini yapan bir isim, Kishi Bashi, sessiz sedasız sahnede olacak. Sessiz sedasız dememe bakmayın, bundan birkaç yıl sonra ulaşacağı büyüklüğün aksine, konserin afişinde küçücük bir yer kaplaması anlamında sessiz sedasız diyorum. Yoksa Japon asıllı Seattle'lı müzisyen K Ishibashi'nin projesi de enerji anlamında of Montreal'den geri kalmıyor. Ama onun müziğindeki ses örgülerinin zenginliği, şarkılarındaki Animal Collective benzeri çocuksu coşkuları öforiyi tam zirvesinde bırakıyor. Bu yılın en güzel indie hitlerinden "Bright Whites" zaten kancayı takıyor ama albümü "151a"de pek çok güzel an var. İçinde 60'ların folk şarkılarından 80'lerin arena rock'ına kadar pek çok farklı detay barındıran "Atticus, In the Desert" veya ambient havalarında başlayıp kemanlarla büyüleyici bir finale eren "I Am the Antichrist to You" nefis şarkılar. Kishi Bashi çok parlak bir ilk albüm yaptı ve dahası, bunun çok daha büyük olacak bir kariyerin ilk adımı olduğunu hissettiriyor. Adam olacak bu çocuk ayağınıza kadar gelmişken izlemeden geçmeyin.
Sanırım bugün ben de ilk defa "alt grubu izleyip çıkıcam." of Montreal özel olarak sorunum olan bir grup değil ama onlardan alacağımı 2007 konserlerinde almıştım. "Paralytic Stalks"u da hiç fena bulmadım ama sanırım Kevin Barnes ve arkadaşlarının müzikleri bana fazla şekerli, fazla renkli, fazla Red Bull geliyor. Dinlerken yaşanan melodi ekstazisi beni yoruyor. Sevenleri merak etmesinler, grup sahnede albümdekinden daha bile canlı, renkli.
Ama yine de bu akşam Babylon'dayım çünkü bu yılın en parlak ilk albümlerinden birisini yapan bir isim, Kishi Bashi, sessiz sedasız sahnede olacak. Sessiz sedasız dememe bakmayın, bundan birkaç yıl sonra ulaşacağı büyüklüğün aksine, konserin afişinde küçücük bir yer kaplaması anlamında sessiz sedasız diyorum. Yoksa Japon asıllı Seattle'lı müzisyen K Ishibashi'nin projesi de enerji anlamında of Montreal'den geri kalmıyor. Ama onun müziğindeki ses örgülerinin zenginliği, şarkılarındaki Animal Collective benzeri çocuksu coşkuları öforiyi tam zirvesinde bırakıyor. Bu yılın en güzel indie hitlerinden "Bright Whites" zaten kancayı takıyor ama albümü "151a"de pek çok güzel an var. İçinde 60'ların folk şarkılarından 80'lerin arena rock'ına kadar pek çok farklı detay barındıran "Atticus, In the Desert" veya ambient havalarında başlayıp kemanlarla büyüleyici bir finale eren "I Am the Antichrist to You" nefis şarkılar. Kishi Bashi çok parlak bir ilk albüm yaptı ve dahası, bunun çok daha büyük olacak bir kariyerin ilk adımı olduğunu hissettiriyor. Adam olacak bu çocuk ayağınıza kadar gelmişken izlemeden geçmeyin.
No comments:
Post a Comment