evet, bu ertuğrul özkök tipi giriş doğru. (aslında arayan zeynep okyay'dı, kendisi moby'yi bağladı) dün öğle vakitlerinde 15 dakikalık kısa, öz bir röportaj yaptım moby ile. normalde büyük bir hayranı olmasam da zamanlaması iyiydi. zira yeni kaydı "wait for me" kendisinin üç albümdür aşağıya doğru inen form grafiğini yükselten bir iş.
..."18" bazı hitlerine karşın zorlama ve kitsch yanlar içeren bir albümdü, "hotel" ve "last night" ise kendisini gelmiş geçmiş en çok satan elektronik müzik sanatçıları arasına sokan özelliği olan sample'ları bir kenara bırakma cesareti göstermesine rağmen heyecansız albümlerdi. oysa "wait for me" kimi anlarında "play" ruhunu taşıyan, ama daha önemlisi, kendisine has bir atmosferi olan bir kayıt.
...şöyle açalım, "play"in en damar anları "natural blues," "porcelain," "why does my heart feel so bad?" gibi anlarını düşünün, yeni albümün "study wars," "walk with me" gibi anlarında o "play" tadına ulaşıyor moby. ama "scream pilots"taki reverb'lü gitarların yarattığı 80'ler atmosferi, "shot in the back of the head"in büyülü m83 ruhu, "jltf"teki sigur ros etkisi, çoğunluğu enstrümantal diğer şarkılar... "play"in bazı şarkılarındaki blues ruhu ortak diyelim, üzerine daha karanlık bir atmosferle.
moby böyle bir albüm yapma konusundaki ilhamını david lynch'in bafta ödüllerinde yaptığı bir konuşmadan almış. lynch gerçek sanatın pazarlamayla, satış kaygısıyla alakası olmadığından bahsederken moby yanlış yolda olduğunu hissetmiş. aniden frene basıp direksiyonu yolun dışına kırmasına sebep bu olmuş. bu yüzden albüm kapağında bırakın resmi olmasını, adı bile neredeyse yazmıyor (plak şirketi baskısı olmasa hiç yazmayacakmış ama şimdi ufacık da olsa var köşede). şimdilik burada bırakalım, (blue jean'e de biraz malzeme bırakmak lazım tabii!) ama "wait for me"nin moby'nin 2000'lerde yaptığı dört albümün en iyisi olduğunu ekleyeyim. bir de, albümü aldığımdan beri merak ettiğim şu sorunun cevabını vereyim.
...Q: what does "jltf" stand for?
A: junkies love to fuck.
Aaa, ama başlıktan hemen sonra ya da bizzat başlıkta ünlü ve çok pahalı bir şarabın adı geçmediğinden tam bir Ertuğrul Özkök başlığı sayılmaz. :P
ReplyDeleteMisal: Telefon çaldı ve arayan Moby'di.Onunla konuşurken bir kadeh daha Petrus koydum.
ya da: Romanee Conti'mi yudumlarken telefonum çaldı, açtım arayan Moby'di.
Play inanılmazdı gerçekten.
Bir de MTV Cribs'te Moby'nin evini görünce aklımı yitirmiştim sanki, evde hemen hemen hiçbirşey yoktu. Salonda bir koltuk, mutfakta bir Homer Simpson oyuncağı, yatak odasında sadece bir yer yatağı...Ne güzel kafa