(Bu yazı, Blue Jean'in Ağustos 2012 sayısında yayınlanmıştır)
Geçen yıla kadar
yazın en uzun gününde yapılan One Love, bu yıl yazın en sıcak günlerine denk
geldi. Sadece sıcaklık anlamında değil, hararet ve gerilim anlamında da
yaşananlar yakıcı havaya uyacak şekilde yüz kızartıcıydı.
Biz birbirimizi tanıyoruz. Siz yazdıklarımızdan az çok
biliyorsunuz bizi zaten. Ama sanmayın ki biz sizi bilmiyoruz. Attığınız
maillerden, yolladığınız tweet’lerden, Facebook’tan tanıyoruz sizi. Farklı
şehirlerde yaşıyor, farklı okullarda okuyorsunuz. Dünya görüşleriniz ve
dinlediğiniz müzikler de birbirinden çok başka. Ama bir ortak noktanız var.
Başka hikayeleri dinlemek, başka hayatlara dokunmak istiyorsunuz. Bu dergi
müzik yoluyla getiriyor o başka hayatları size. One Direction’ı Türkiye’ye
getirmek için çırpınanınızdan Metallica dinleyip kafa sallayanınıza, öfkesini
maNga’nın sözleriyle dile getireninizden Lady Gaga’nın kişisel özgürleşme
dizelerini şiar edineninize kadar, aynı değilsiniz ama aynı taraftasınız. İster
Justin Bieber’ın peri masalını okumak olsun, ister geçen aya kadar barda 20-25
kişiye çalan New York’lu alternatif grubu takip etmek olsun, bu dergiyi aynı
sebepten alıyorsunuz. Belki mektuplarınızla tartışıyor ediyorsunuz sizinle aynı
müziği dinlemeyenlerle, ama neticede Blue Jean, Pop Up ve Headbang ahalisi
olarak gül gibi geçinip gidiyorsunuz.
Bir de başka müzikleri dinlemek istemeyenler, başka
dünyaları tanımak istemeyenler var. Sadece kendi hayatlarında değil,
yaşadıkları semtin, şehrin hatta ülkenin sınırları içerisinde kendi sevdikleri
renklerden başka renk görmek istemeyenler var. Belki anneniz babanız,
ağabeyiniz değil ama kapı komşunuz, sınıf arkadaşınız onlardan. 14 Temmuz’a
doğru giden günlerde onların “renklere” olan tahammülsüzlüğünü net bir şekilde
gördük. “Eyüp Sultan’da alkol festivali istemiyoruz” diye yola çıkanlar, Eyüp
Sultan’a kilometrelerce uzakta olan santralistanbul’daki Efes Pilsen One Love
Festivali’nde alkol satışının yasaklanmasının “haklı gururunu” yaşadı o gün.
Festivalin ardından Hürriyet Web TV’de yayınlanan “Bir Festival İki Türkiye”yi
izlediyseniz görmüşsünüzdür. Tek derdin alkol olmadığını söylüyordu bölgeden
bir sivil inisiyatif mensubu: “Biz Batı kültürüne karşıyız.” Oysa bundan 10 yıl
önce, ilk One Love’da sahne alan Manu Chao, Batı kültürünü değil,
enternasyonalist tavrı temsil ediyordu. Bilmemekten bunlar hep, farklı renklere
gözleri kapatmaktan, Elif Türkölmez’in Radikal’de yazdığı gibi farklı müzikler
dinlememekten.
Özgürlüğünüze sahip
çıkın!
One Love’ların 11.’sine işte böyle bir ortamda gittik. Pulp,
Kaiser Chiefs, Damien Rice, Kimbra, Yuck, Selah Sue ve diğerleri yine harika
birer performans sundular, yine eğlendik. Eğlenilir de zaten. Bugüne kadar
festivallere gelen ve tek damla alkol almadan sonuna kadar eğlenen arkadaşlarım
çok oldu. Orada bizler için asıl amacın müzik dinlemek ve eğlenmek, onlar için
asıl amacınsa sizi bunlardan uzak tutmak olduğunu bilin. Kaiser Chiefs
davulcusu Nick Hodgson performansın sonunda “Arkadaşlarınıza anlatın” dedi.
Evet, SİZ arkadaşlarınıza anlatın. Çünkü siz kızıyla, erkeğiyle, siyah
giyineniyle, türbanlısıyla, popçusuyla, hip hop’çısıyla, rock’çısıyla,
metalcisiyle farklı renkler görmek isteyenlersiniz. Özgürlüğünüze sahip çıkacak
olan sizsiniz. Bu yılın headliner’ı Pulp’ın ‘I Love Life’ şarkısında “Hayatını
yaşama hakkın için ölümüne savaşmalısın” dizelerini aklınızda tutun. Ya da beş
yıl önce yine One Love sahnesinde konuk ettiğimiz Beastie Boys’un ‘You Gotta
Fight For Your Right To Party’sini. Ya da Justin Bieber’ın ‘Believe’ini veya
Gaga’nın ‘Born This Way’ini. Çünkü rock festivalleri sadece festival değildir.
Woodstock’tan beri hiç olmadı. Onlar küçük birer özgürlük adası olageldi.
Dolayısıyla onlara hep dokunmak istediler. İsterseniz 80’lerde İstanbul’da
“duyarlı magandalar” tarafından basılan punk ve metal konserlerinde bulunan
babalarınıza sorun. Ya da ağabeyleriniz 2003’te H2000’in düzenleneceği alanın
yolunun kapatılmasını anlatsın sizlere. Siz de Temmuz’un 14 ve 15’inde One Love
öncesini ve sonrasını aklınızda tutun. Arkadaşlarınıza anlatın. Birbirinize,
yaşama ve eğlenme hakkınıza, özgürlüğünüze sahip çıkın.
bayılmıştım bu yazıya, buraya da taşıman harika olmuş. tekrar eline sağlık.
ReplyDelete