"internet her şeyi değiştirdi..." breh breh, büyük tespit. son yıllarda internet, sosyal medya, medya veya sadece sosyal hayat üzerine bir konuşmaya denk geldiğinizde bu cümleyi kesin duymuşsunuzdur. evet, internet her şeyi değiştirdi ve değiştiriyor, ama kendisi de değişmeye devam edecek. müzik endüstrisi ve teknoloji sitesi hypebot
işin uzmanlarına 2011 öngörülerini sormuş. ilgimi çeken fikirleri kısaca toparladım.
* "generation x"te okuduğum ve her zaman inandığım bir teori vardı: siz bir ünlü hakkında evinizde annenizle konuştuğunuzda dahi o star birkaç dolar daha kazanıyor. tabii bu savı 90'larda kanıtlamak pek mümkün değildi. şu an ise sosyal medyanın müzik (ve tüm sanat dalları, popüler kültür ürünleri) üzerindeki en temel belirleyici olduğunu söyleyebiliriz. sosyal medyanın gücü 2011'de de artacak. çünkü sizin bir sanatçıdan twitter'da bahsetmeniz, onun klibini youtube'da izlemeniz, facebook'ta like'lamanız onun kariyerine doğrudan etki ediyor. bakın, billboard geçen aydan beri
social chart diye bir liste yapıyor artık. 1936 yılında ilk müzik listesini yayınlayıp endüstrinin şeklini değiştiren dergi şimdi böyle bir liste yayınlıyorsa oturup düşünmek lazım. ayrıca
the ultimate chart da benzer bir konseptte haftalık bir liste yayınlıyor ve son yedi gün içerisinde internette kimin egemenliğini ilan ettiğini ortaya koyuyor. mtv'nin music meter'ı da aynı mantıkta. komikleşmeye başlayan albüm satışlarını yarıştırmak yerine daha "reel" veriler sundukları kesin.
* müziğin tavsiye ediliş biçimi de önemli. last.fm, pandora gibi siteler insanların müzik kalabalığında tavsiyelere önem verdiğinin kanıtı olarak başarılı oluyorlar. internette müzik konusunda büyük bir gürültü ve kalabalık söz konusu ve bu kargaşanın içinde yol gösteren siteler belirleyici olmaya devam edecekler.
* evet, mp3 müziğin taşınmasını kolaylaştırdı, ama transferi hala yeterince kolay değil. bir albüm indirmek, bilgisayarınızda listelemek, düzenlemek, bir kabloyla onu telefonunuza/ipodunuza aktarmak... bu süreci daha kısaltacak uygulamalar yolda.
* mutlaka altı çizilmesi gereken bir şey: çok yakın gelecekte makbul format mp3 değil, streaming (bilgisayara kaydetmeden, dinlenen şarkının bir site ya da aplikasyon üzerinden akması). çoğunluk müziği indirip saklamak yerine anında dinlemeyi tercih ediyor. bizim ülkeye hizmet vermeyen spotify bu yüzden bir fenomen. 2011'de lisans sorununu çözebilirse abd pazarına girmesi bekleniyor. tüm dengeleri alt-üst etmesine kesin gözüyle bakılıyor bu yüzden.
* google'ın her şeye olduğu gibi müziğe de el atması an meselesi. aslen itunes'un google versiyonu olacak google music, devreye girdiği anda tüm dengeleri değiştirmesi de öyle. youtube, myspace, grooveshark, last.fm gibi pek çok farklı siteden müzikleri beğendiğinizde playlistinize ekleyecek bir "addmusic" butonu benzeri format, facebook'un sosyal ağ üzerinde yaptığını müzik için yapacak, yani her şeyi tek bir vücutta toplayacak.
*
qr code (quick response, yani resmini çektiğinizde telefonunuza linkler ya da ekstra özellikler yollayan barkod) kullanımı müzikte de kendini gösterecek. müzik marketing uzmanı bob baker'ın
ilginç bir örneği var burada: mezartaşı üreten bir şirketin geliştirdiği bir hadise var. mezartaşının yanından geçerken smart phone'unuzda bir uygulama sayesinde o kişinin hayat ve ölüm bilgilerini alabiliyorsunuz. evet, biraz ürkütücü ama bunun konser afişlerinden şarkı gönderebilme gibi versiyonları olabileceğini ve daha geliştirilmeye açık bir alan olduğunu anlatıyor.
* indie'ler büyümeye devam edecek. çünkü bağımsızların ufak bütçeleri küçülen endüstri için biçilmiş kaftan. büyük firmaların "1 tanesi tutarsa kalan 9 tanesini de kompanse eder" mantığına karşın indie'lerin büyük kısmının su üzerine çıkabilmesi onlar için etkileyici bir model. ayrıca indie grupların hayran kitlelerinin pamuk elleri cebe atmayı daha çok benimsediği gerçeği var. bizde demirhan baylan'ın yaptığı, dışarıda einstürzende neubaten, girl talk hatta radiohead'in denediği finansman ve ödeme yöntemleri gelişerek devam edecek.
ourstage gibi oluşumlar sayesinde tv'deki yetenek yarışmaları mantığının tabana indiğini de görmeye devam edeceğiz. sıfırdan bir grup yaratmanın hazzı, etkili olacak.
* 50'ler ve 60'lardaki gibi yeni bir plak şirketi kuşağı doğacak. evet, yok olmayacaklar ama can çekişen devlerin çağında yenilikçi, müziği seven ve dinleyicilik tecrübesini yaşayan (yani bugünün iş adamı-plak şirketi sahibi modelinden uzak) insanlar olacak bunlar.
durum kabaca bu. daha pek çok enteresan ve ufuk açıcı fikir hypebot sayfalarında ve soruşturmaya katılan uzmanların kendi sitelerinde. her şey değişirken bir parçası olmak adına bakınmanızı öneririm. yalnız, last.fm'inden, myspace'ine, oradan fizy'sine kadar internette müzik konusuna okulları kapattıran milli eğitim bakanı çizgisinde yaklaşan
"jurassic park"ın, çağdaş bir internet yasasını tartışmaya bile başlamamış siyasi iklimin ülkesinde o değişimin neresinden tutabiliriz, o da ayrı konu.