ayça şen'in albümü "astronot"ta en çok dikkati çeken şey ciddiyet. ha, asık suratlı bir albüm değil bu, ama ayça şen'in bildik personasına göre oldukça derin konulara giriyor hatun: aşktan hayattan, bürolarındaki insanlardan, yaşlanmaktan, romantik şarkı dinleyince akla gelen kalpsiz adamdan, başkasına kaçmasın diye kocasının arkasından yürüyen oryantal kadından, yeni insanlarla tanışmamaktan bahsediyor. ama özellikle yapmak istediği şey, işin içinde hep bir ironi olması. kendisinin deyimiyle "içinde bir ibnelik olan şeyleri" seviyor kadın zaten. bu yüzden "erkek sindrella" da "artık evlensem mieaa" diyor, tam ayça şen'ce bir tavırla. sanki binlerce saatlik radyo programı, onlarca gazete yazısına rağmen 45 dakikada kendisine dair çok daha fazla şey anlatıyor. ama ayça şen tam olarak aynı fikirde değildi, "aslında ben hep kendimi anlatıyordum yazılarımda da. bizim kuşağın da genelde yaptığı bir şey bu, kendimizden bahsetmek, herhalde pek yetenekli olmadığımız için," demişti. yaptığı hiçbir şeyi, özellikle de kendisini gereğinden fazla ciddiye almayışı hayranlık uyandırıcı. ama ne yapsa da güzel yapıyor kadın.
...
"astronot" çok samimi bir albüm. besteler hayranlık uyandıracak incelikte değiller belki ama hepsinin yakalayıcılığı var. sözler zekice. burak güven'in düzenlemeleri ise çok çok iyi. albümde disco da var, rock da, folk da, funk da, hatta "son zamanlarda"nın sonundaki geçişi düşünürsek metal bile. ilk dinleyişten sonra booth & the bad angel'ın "i believe"ini anımsatan "kalpsizsin"i çok sevmiştim, o ve "dönme dolap"taki 90'lar brit-pop havaları bence harika. ayça şen de "kaan sezyum da onu çok seviyor, herhalde ruhu genç olanlar seviyor o şarkıyı," cevabını vermişti. ben öyle miyim bilmiyorum ama güzeldi onu duymak. 9 ocak'ta the hall'daki albüm tanıtım partisinde de burak'ın yanına gidip albüm için tebrik ettiğimde "kalpsizsin"i çok sevdiğimi söyledim yine. o sırada yanılmıyorsam albümün daha trippy şarkılarından "budur" çalıyordu, "hadi ya, ben sen bunu seversin diye tahmin etmiştim" dedi, şaşırdım, sevindim.
"astronot" varlığı yokluğundan kesinlikle daha iyi olan bir albüm, ileride daha da iyi olabilecek bir şarkıyazarının işareti gibi. üstelik bu albüm bütün endüstri krizine rağmen tutabilir de. ilk klibi "son zamanlarda"ya çekmeyi planlıyorlardı, the hall'daki geceden sonra ise çevremdeki herkes "acaba 'oryantal'le mi çıksaydı?" diyordu. aynı şeyleri rakun'dakiler de düşünmüş ki, plan değişti. ilk klip, alaturka ritmli, dile dolanan, bir de dejenere alaturka kültüre sağlam osmanlı tokatları indiren "oryantal" oldu. bu şarkı hit olabilir. biz de "sen memelerimizi çaldın" sözleriyle başlayan bir hit duymuş olmanın hazzını tadabiliriz!
No comments:
Post a Comment