caz ve virtüözite belli bir mesafeden baktığım iki kavramdır müzikte. cazı severim ama sıkı bir dinleyicisiyim desem, gerçek takipçilerine ayıp etmiş olurum. virtüözite ise müzikte bir gereklilik, ama dinleyici olarak pek haz aldığım bir şey değil. şöyle açıklayayım, enstrümanların sınırlarını genişletmek adına virtüözler gerekli, ama ben bir dinleyici olarak virtüözlerin yaptıklarının müzikten ziyade spor olmaya başladığı anda iletişim kuramamaya başlıyorum.
colin stetson hem bir virtüöz, hem de avant-garde bir caz müzisyeni olmasına karşın kendi adıma 2011'in en iyi keşiflerindendi. aslında bon iver, arcade fire, tv on the radio gibi pek çok mühim indie grubuna nefesini bahşetmiş olan stetson'ı, yıl sonu listeme kıl payı almadığım "new history warfare vol. 2: judges"la tanıyıp sevdim. "dairesel nefes" (circular breathing) denen bir üfleme tekniği ve mikrofonlama numaralarıyla saksofonu daha önce duymadığımız şekilde kullanıyor stetson. bu şekilde tekrara dayalı melodileri elektronik loop'lar gibi tınlıyor. örneğin, saksofonunun üzerine koyduğu mikrofonlarla parmakları bir ritim altyapısı tuttururken üflediği melodilerle de tek kişi/enstrüman ve tamamen analog koşullarla muazzam zenginlik ve özgünlükte bir sound yakalamış oluyor.
dün colin stetson'ın doğumgünüymüş. geçen yıl boyunca sıkça dinlediğim bir müzisyene de bu vesileyle bu blog'da ilk defa yer vermek istedim. aşağıda "judges"ın canlı bir performansının videosu var. belki önce müziğini dinleyip sonra videosuyla hayrete düşmek daha iyi olur ama yine de iyi bir başlangıç olabilir bu performans. iyi ki doğmuş stetson.
colin stetson hem bir virtüöz, hem de avant-garde bir caz müzisyeni olmasına karşın kendi adıma 2011'in en iyi keşiflerindendi. aslında bon iver, arcade fire, tv on the radio gibi pek çok mühim indie grubuna nefesini bahşetmiş olan stetson'ı, yıl sonu listeme kıl payı almadığım "new history warfare vol. 2: judges"la tanıyıp sevdim. "dairesel nefes" (circular breathing) denen bir üfleme tekniği ve mikrofonlama numaralarıyla saksofonu daha önce duymadığımız şekilde kullanıyor stetson. bu şekilde tekrara dayalı melodileri elektronik loop'lar gibi tınlıyor. örneğin, saksofonunun üzerine koyduğu mikrofonlarla parmakları bir ritim altyapısı tuttururken üflediği melodilerle de tek kişi/enstrüman ve tamamen analog koşullarla muazzam zenginlik ve özgünlükte bir sound yakalamış oluyor.
dün colin stetson'ın doğumgünüymüş. geçen yıl boyunca sıkça dinlediğim bir müzisyene de bu vesileyle bu blog'da ilk defa yer vermek istedim. aşağıda "judges"ın canlı bir performansının videosu var. belki önce müziğini dinleyip sonra videosuyla hayrete düşmek daha iyi olur ama yine de iyi bir başlangıç olabilir bu performans. iyi ki doğmuş stetson.
No comments:
Post a Comment