Tuesday, October 11, 2011

pearl jam twenty

oduncu gömleklerinizi giydiniz mi? bu akşam istanbul rock tarihinin en özel gruplarından bir tanesinin çok özel hikayesini, çok çok özel bir adamın kamerasından izleyecek. bir başka deyişle, cameron crowe'un pearl jam'in 20 yılını anlattığı "pearl jam twenty" bu akşam istanbul sinemalarında (gösterim saati ve sinemalar için buraya tıklayınız). pearl jam'i nasıl sevdiğimi anlatmam kolay değil, diskografilerine dalıp tek tek albümlerinin güzelliklerini yazmam da şu anda mümkün değil. hele pearl jam gibi kariyerinde onlarca don kişot'luk bulunduran bir grubun öykülerine girip çıkmak hiç olacak iş değil. ben iki sene önce, "ten"in "legacy edition"ı şerefine yazdığım bir kupleyi paylaşayım burada. "pearl jam twenty" izlenimlerimi yarın okursunuz...

Bir rock dinleyicisi için "Ten"in ilk kez dinlendiği an yaşanan enerji patlamasını, bir de ilk defa tüm parçaların yerine oturduğu ve albümün büyüklüğünün idrak edildiği anki şoku ancak bir diğer Pearl Jam fanı bilir. Eddie Vedder'ın tüm ruhunu, kalbini, yazım yeteneğini, dahası mutsuz geçmişliğini dinleyicisiyle nasıl samimiyetle paylaştığını da öyle. "Ten" boyunca ailesinin akıl hastanesine attırdığı genç kızdan, sokakta taşlar üzerinde yaşayan adama, sınıfta hiç arkadaşı olmayan Jeremy'den, gerçek babasının aslında hayatı boyunca birlikte yaşadığı adam olmadığını öğrenen çocuğa, onlarca gerçek karakterin gerçek öyküsü anlatılır. Bunların bir kısmı, özellikle sonuncusu yani 'Alive,' Eddie'nin kendisidir, bir kısmı duyduğu hikayelerden esinlenilmiştir. Ama bunların hepsi, dibine kadar gerçektir. "Ten"i dinlediğiniz 53 dakika boyunca siz olursunuz o kişiler. Her gencin, her ergenin hayatında olmalıdır "Ten."

6 comments:

  1. En sevdiğim 3 albümden ikisi çok kısa zamanlarda yayınlanmıştı. Nevermind ve Ten. Resmen dumura uğramıştık. Hatta yaklaşık 1 sene sonra çıkan Fear of the Dark ile beraber uzun yıllar dinledimiştim walkmenimde. Her albüm en az 2 defa alınmıştı. Dinlemekten yıprandığı için. Sonraları Manic Street Preachers If you tolarate this then your children will be next çıkana kadar sıralamam hiç değişmemişti. Hepsinin ayrı bir hikayesi var gerçekten. Kesinlikle edinilmeli.

    ReplyDelete
  2. Olé diye yeni şarkı çıkarmışlar. dinlerken yerimde duramıyorum. yeni albüm belgeselle birlikte çıkacakmış öyle diyorlar, o zaman daha bir delleniyorum iyice havalara uçuyorum. twenty turnesinde de birkaç konserde mother love bone kavırlamış canına yandıklarım!

    ReplyDelete
  3. "Ten" sadece bir albüm değildir, en az Kid A kadar insanlık tarihinde bir mihenk taşıdır. İnsan, onları dinledikten sonra bir daha eskisi gibi kalamaz, farkında olmadan hayatının bir sonraki aşamasına varır.

    ReplyDelete
  4. elmoş geri bas... ne de çok seviyorsunuz abartmayı arkadaş, yeter be yeter!insan gibi müziğini dinle filmini seyret. ola ki bir şeyler kaptıysan ve bunu insanlarla paylaşmak istiyorsan da bunu mantıklı bir biçimde cümleler kurarak anlat. hayattaki herşeyi putlaştırarak insanı değersizleştiriyorsunuz. kendi adıma tiksiniyorum sizden...

    ReplyDelete
  5. ..ve ten sadece bir albümdür. sen de tıpkı eskiden olduğun gibi bir insansın elmoş, ne eksik ne fazla.

    ReplyDelete
  6. katılılıyorum aynen ten'i ilk gerçek anlamda algıladıktan sonra uzun süre kendime gelememiştim

    ReplyDelete