kısıtlamaların yaratıcılığı körüklediğini,
kalabalıksız da büyük grup olunabileceğini,
gitar ve davulun fazlasıyla yeterli olduğunu,
"iki kalas, bir heves" misali, iki enstrüman ve iki yüreğin rock'n'roll için yeterli olduğunu öğrettiğiniz için...
rock tarihine altı tane klasik albüm ve bolca marş şarkı armağan ettiğiniz,
"the white stripes" ve "de stijl"le çiğlik içinde estetik, "white blood cells"le özgünlük, "elephant"la büyüklük, "get behind me satan"la olgunluk ve "icky thump"la serbestlik dersi verdiğiniz için,
birbirinden zekice video klipler çektiğiniz için,
"coffee and cigarettes"teki nefis tesla episodu için,
ve kişisel bir notla, gitarda çalmayı öğrendiğim ilk şarkılardan bazılarını (hotel yorba, fell in love with a girl) yazdığınız için...
rock'a en yakışan renklerin kırmızı, beyaz ve siyah olduğunu gösterdiğiniz için...
iyi ki vardınız.
The White Stripes
1997-2011
No comments:
Post a Comment