...
keane'in üçüncü albümü "perfect symmetry" tam da bu işlevi gören bir albüm. tuhaf olan ise büyüklük düşleri gördükleri, uyuşturucu ve alkol problemleri yaşadıkları, kendi içlerinde de büyük çatışmalar yaşadıkları yıllardan sonra kendileriyle böyle barışmaları. hiç tartışmaya girmeyeceğim, "hopes and fears" düpedüz çok iyi bir albümdü. çoğu kimsenin günümüz müziğinin yüz karası saydığı piyano rock janrının en iyi kayıtlarından birisiydi. "under the iron sea" ise bir faciaydı. coldplay gibi u2'culuk oynamak zorundaymış gibi hissettiler, ilk albümün güzelliklerini bu uğurda harcadılar, yükselmek için ağırlıklarını attılar ve haliyle yüzeyselleştiler.
...
"perfect symmetry"nin en çok hoşuma giden yanı, bir önceki albümü hiçe saymaması. "under the iron sea"de deneyip olamadıkları şeye bu sefer daha rahatlıkla ulaşıyorlar. ilk albümün sound'una dönmeleri onları kısa vadede çok daha popüler yapabilirdi ama onlar başladıkları yola devam ediyorlar, en büyük fark ise "under the iron sea"de olmayan şey: iyi şarkılar.
...duran duran'ın "reflex" zamanlarında kullandığı yata gizlice girip partiliyor hissi veren "spiralling" belli ediyor aslında havayı. grup sadece kendisi eğlenmeye çalışıyor, şarkı yazarken kendisini tatmin etmeye çalışıyor, ve gayet samimi ve ölçülü bir başarı da yakalıyorlar. 98 sonrası manic street preachers'ın herhangi bir albümünün lokomotif şarkısı olabilecek "lovers are losing" kesinlikle bir pırlanta. "better than this" tam yukarıdaki kalıplara uyan bir "feelgood song." "you don't see me" queen'in 80'ler sonu ballad'larıyla, a-ha'nın son dönem soft-pop sound'u arasında dolanıp duruyor. "pretend that you're alone"da da adres queen, hatta daha spesifik olmak gerekirse "the miracle." "black burning heart" ise "hopes and fears" şahikaları "bend and break" ile "this is the last time"ın yanında yerini alıyor.
...
benim için yılın en büyük sürprizlerinden birisi bu. albüm kusursuz olduğundan falan değil, ikinci albümden sonra bırakın iyi bir albümü, eli yüzü düzgün bir iş yapacaklarından bile şüpheliydim. böyle keyifli, hafif ve dürüst bir albüm yapmalarına ise hiç ihtimal vermiyordum. belki bu şaşkınlık sayesinde olduğundan daha iyi geldi ama sorun değil. 6.5'tan 7 feda olsun böyle bir çabaya. neticede çoktan bitmiş olduğunu düşündüğüm keane'i ayağa kaldırıyor "perfect symmetry." jon brion ve stuart price gibi indie müziğin en yetenekli adamlarından ikisiyle çalışmışlar ama belli ki bu hayat öpücüğünü onlara değil, kendileriyle barışmalarına borçlular.
No comments:
Post a Comment