Bu röportaj, Şubat ayında Phoenix gitaristi Christian Mazzalai ile gerçekleştirilmiş, Blue Jean'in Nisan 2013 sayısında yayınlanmıştır. Albüm çıkmadan gerçekleştiği için bazı sorulardaki anakronizmi mazur görün.
Yeni albümden ilk şarkınız ‘Entertainment’ yayınlandığı anda interneti etkisi altına aldı. İlgiden memnun musunuz?
Çok
heyecanlandık. Ama nasıl karşılandığını görmemiz için canlı çalmamız gerekiyor.
Onun dışında tepkiler biraz bulanık, pek somut sayılmaz.
Parça
tam da Phoenix’in nasıl büyüdüğünün kanıtı gibi olmuş. Büyük arenalarda
çalınmak için yazılmış bir şarkı gibi.
Hayır,
hayır, hayır. Şarkıyı yazarken turne kafamızda yoktu. Daha büyük sound’lar
yaratmayı istedik ama sadece fantezi olarak.
'Entertainment’
ilk single için yol gösterici olabilir mi?
On
tane şarkı yazdık ve hepsini eşit seviyoruz. Her şarkının farklı havası var ve
insanların albümü keşfetmesi için sabırsızlanıyoruz. Bu albümle ne yapmaya
çalıştık dersen, bilmiyorum, biraz bulanık. Yeni bir şey yapmak istiyorduk ama
aynı zamanda nostaljik bir şeyler de denemek istedik çünkü iki yıl boyunca
turnedeyken evimizi çok özledik. Geceleri turne otobüsünde eski Fransız
filmlerini izlerken, çocukluğumuzun Fransızca şarkılarını dinlerken bulduk
kendimizi. Belki de biraz bundan esinlendik: Çocukluğumuzdan.
"Bankrupt" için ilhamınız neydi?
Galiba
70’lerden bolca İtalyan müzikleri dinledik. 80’lerin başından Fransız müzikleri
dinledik...
Sizi
bu müziklere çeken neydi? Retro sesler mi?
Biraz
melankoli ve nostalji galiba çünkü bunları dinlerken çok uzaklarda, Avustralya,
ABD, Japonya gibi yerlerde turnedeydik. Ülkemizi özledik, İtalya’yı, Avrupa’yı
özledik. Evimizi özledik, bundandır. Bu albümde çocukluğumuzdan etkilenen çok
akor ve duygu var.
Bunca
ev hasretinden sonra şimdi yeniden yollara düşeceksiniz. Nasıl hissediyorsunuz?
Heyecan
verici çünkü iki yıl boyunca neredeyse kimseyi görmedik. Yeniden dünyayı
göreceğimiz, keşfedeceğimiz için heyecanlıyız.
Nihayet yeni albüm bitti,
gün saymaktayız. Phoenix cephesinde hava nasıl?
Hava
iyi, çok heyecanlıyız. İki yıl sadece dördümüz çalıştık ve bittiği için çok
mutluyuz. Nihayet dünyayı göreceğiz ve turneye çıkacağız.
Son albümünüzden bu yana
dört yıl geçti. Bu uzun aranın sebebi neydi?
Aslında
hiç ara vermedik. İki yıl turnedeydik ve son konserimizi verdiğimiz günün
ertesinde doğrudan stüdyoya dönüp şarkı yazdık. Gurur duyabileceğimiz bir şey
yapmak istedik. Ne kadar süreceğini planlamamıştık ama bu da çok uzun zaman
aldı.
“Wolfgang Amadeus
Phoenix” beklentilerin çok ötesinde başarılı oldu ve sizi bir yıldız yaptı. Bu, yeni albüm için sizde baskı yarattı mı?
Sanırım
o meydan okuma dışarıdan değil bizden geldi. Şarkı yazarken tüm kapıları
kapatıyoruz ve aylarca bir odada kalıyoruz. Çok uzun süre dünyadan kopuyoruz.
Dolayısıyla baskı tamamen içimizden geldi. Daha heyecanlı, daha yeni, daha önce
keşfetmediğimiz bir şeyi ortaya koyma baskısı vardı.
Son
albümle gerçekten iyice büyüdünüz, bir de Grammy kazandınız. Artık büyük
liglere oynadığınızın kanıtı sayılabilir mi bu?
Bilmiyorum,
son albümü yaparken bunu kesinlikle beklemiyorduk. Başımıza gelince de her anı
doğaçlama yaşadık. Evet, git gide daha büyük mekanlarda çaldık ve işler büyüdükçe
kontrolü kaybedersin. Ama bizim hedefimiz özgürlüğümüzü korumak ve yaptığımız
şeyi taviz vermeden sürdürmekti. Bu albümde yaptığımız da buydu.
Son albümle bir de Grammy kazandınız. O nasıl bir duyguydu?
Fantastikti.
Hiç beklemiyorduk ama aynı zamanda bu sadece bir ödüldü ve fazla ciddiye
alınacak bir şey olmadığını biliyorduk.
Elektronik
müzikte büyük bir Fransız gruplar ekolü söz konusu: Birbirinizden farklı olsanız da siz, Daft Punk, Air, Justice... Fransa'nın sırrı ne?
Bilmiyorum.
Aynı müziği yapmıyoruz ama bu gruplar arasında bir bağlantı olduğu doğru. Sanırım
hepimizin albüm koleksiyonu benzer. Air ve Daft Punk’la da arkadaşız. İşleri
kendi başımıza yapıyor oluşumuz da benzer. Albümlerimizi kendimiz kaydediyoruz,
kendimizin prodüktörüyüz. Hepimiz “ev stüdyosu” kuşağındanız. Sanırım hepimizin
kontrol sahibi olması müziğimizin önemli bir parçası. Hepimiz için sound da
şarkı sözleri kadar önemli. Her detay önemli, imajımız veya videolar bile. Her
şeyi mümkün olduğunca çok kontrol etmeye çalışıyoruz. Belki de aramızdaki
bağlantı budur.
Bu yazki planlar arasında Türkiye de olacak mı?
Şu
anda turneyi planlıyoruz ve Türkiye’ye gelmeyi çok isteriz.
Son
zamanlarda sevdiğiniz albümler neler?
Mac
DeMarco’yu dinledik. Ve Unknown Mortal Orchestra, çok iyi bir albüm yaptılar.
No comments:
Post a Comment