Wednesday, January 27, 2010

Soul Kitchen


Askerliğin son dönemlerinde bir çarşı izninde izledim "Soul Kitchen"ı.. Zor koşullar altında sinemaya gidip film izlemek daha mı keyifli oluyor ne, çok hoşuma gitti..

Fatih Akın'ın son filmi Soul Kitchen, tek kelimeyle "deli dolu, tatlı bir film" (5 kelime oldu).. İlk dakikalarından itibaren ne kadar renkli bir film olduğunu düşünüyorsunuz.. Kötü bir restoran sahibi olan dertli Zinos, iş icabı Çin'e giden kız arkadaşı narin Nadine, arıza aşçı Shayn, lokantanın cool'u Lucia (Romanya'da Lucia adında bir arkadaşım vardı, "ışık" demekmiş anlamı) ve Zinos'un sorumsuz serseri abisi Illias filmin renkli ana karakterleri.. Yönetmenin oyuncu seçimi yine oldukça başarılı, hiç bir oyuncu rolünde sırıtmıyor denebilir..

Filmin hikayesi özetle Zinos'un hem lokantasını hem de kız arkadaşını kaybetmeme mücadelesi etrafında dönüyor, tabi bu arada yan hikayelerle de besleniyor (Illias-Lucia romansı gibi).. Akın, bana kalırsa bilinçli bir tercihle, olay örgüsündeki belli gelişmeleri (Nadine'in Çin'de erkek arkadaş yapması, Illias'ın kumar faciası vb.) yüzeysel ve hafif, hatta karikatürize bir biçimde ele alıyor; ancak bu, filmin yapılış amacı gözönünde bulundurulduğunda çok da yerilesi bir tavır değil..

Fatih Akın'ın önceki filmlerine bakınca biraz "Im Juli", biraz "Solino" tadı alabiliyoruz Soul Kitchen'dan; tabi aradan geçen yıllarda yönetmenin nasıl olgunlaştığını düşünecek olursanız bu filmde diğerlerine nazaran daha kendinden emin ve rahat olduğunu tahmin edebilirsiniz.. "Nasıl bir yönetmen olmak istediğini ve sinema çevrelerinin hakkında ne düşüneceğini artık çok da kafasına takmayan bir yönetmen" Soul Kitchen'ın yönetmeni.. Evet, Akın'ın son filminde ana hedefinin izleyiciye esas olarak keyifli bir seyirlik sunmak olduğunu söyleyebiliriz.. Müzikleriyle olsun, kamera kullanımı ve hikaye anlatımıyla olsun film bu amacına ulaşıyor ve bizleri 100 dakika boyunca eğlendirmeyi başarıyor..

No comments:

Post a Comment