orta okul zamanlarımda sinema dergisinin cannes'ın 50. yılı için hazırladığı sayıyı okuduğumu hatırlıyorum. doğduğum yıl bir türk yönetmenin altın palmiye aldığını biraz da şaşkınlıkla okumuştum, dünya sinemasına attığımız en büyük imza o olmuştu, haberdar bile değildim öncesinde.
sonradan ceylan soyadını alacak olan ebru yapıcı'nın "kıyıda" isimli filminin kısa filmler bölümüne seçildiğini de o yıllarda hatırlıyorum. o zaman için daha çok yaklaşabildiğimiz vaki değildi.
o zamanlar böyle zamanların geleceğini hayal bile edemezdim. 2003'te "uzak" jüri büyük ödülü ve erkek oyuncu ödülünü aldığında (özellikle mehmet emin toprak'ın ödülü göremeden ölmüş olmasının trajedisine) gözyaşı dökmüştüm.
sonra "iklimler"le en azından fipresci ödülü, fatih akın'a verilen senaryo ödülü, ve dün, "üç maymun" vesilesiyle gelen en iyi yönetmen ödülü.
artık nuri bilge ceylan'ın cannes'ın favori yönetmenleri arasına girişi, türk sinemasının dünya sinemasında yer buluşu, sean penn'in "nür bil seylan, uc meyman" telaffuzu, bir türk'ün ödülünü faye dunaway'in elinden alması... hepsi bir arada artık çok doğal gibi gelse de, ben 10-12 yıl öncesine dönüp hala inanılmaz buluyorum bazı şeyleri.
ödülü "tutkuyla sevdiğim yalnız ve güzel ülkeme adıyorum," cümlesiyle kabul eden nuri bilge ceylan, çok yaşa.
diğer yandan, "l'emploi du temps"ıyla takibe aldığımız laurent cantet'nin yeni filmi "entre les murs"ü merakla beklemekteyim. ve tıpkı nbc gibi bir diğer cannes gözdesi olan dardenne'lerin yeni filmi "le silence de lorna"yı da.
dardenne kardeşler meselesi de hala gizemini koruyor türk basınında! geçenlerde "freres dardenne" olarak bir kişilik vermişti ntvmsnbc onlara (freres, erkek kardeşler anlamına geliyor fransızcada), şimdi de jean pierre luc dardenne olarak yazmışlar. taylan kardeşler'in tek kişi sanıldığı bir ülkede doğal belki ama, memleketin en saygın ve sanata değer veren medya kuruluşunda son 10 yılın en dikkate değer sinemacıları arasında bulunan dardenne'lerden haberdar kimse yoksa, yazık.
No comments:
Post a Comment